Yaşananları anlatan B.C.’nin annesi Elife C., şunları söyledi:
”Bana telefon geldi, çizik olduğu söylendi. Dolayısıyla okula gideceğimde hocaya dedim ki, ‘Çizik olursa beni aramazdınız, Anaokulu öğretmeniyim. Kaç yıldır bu işin içindeyim, lütfen bana doğru söyleyin’ dedim. ‘Lütfen çabuk gelmeniz gerekiyor’ dediler. Koştur koştur okula gittim. Kapıda diğer sınıfın öğretmeni karşıladı, ‘Hocam çok üzgünüz’ dedi. Orada bir şoke oldum. Sonra müdür beye haber verdi. Müdür bey beni aldı, mutfağa götürdü. Mutfakta taburede çocuğumu eli yüzü kremli görünce düştü, yandı sanıp düşüp bayıldım. Çocuğumu mutfakta görünce şoke oldum, ne olduğunu anlayamadım. Elim, ayağım titredi. Sonra kendime gelip, çocuğuma ne olduğunu sordum. Bir çocuğun ısırdığını söylediler. Ben de anaokulu öğretmeni olduğum için okulda böyle şeyler yaşanabilir dedim. Çok abarttığımı düşündüm. Ama çocuğuma tekrar bakınca kulağı kopma derecesinde ısırılmış, yanağında ısırılmalar gördüm. Bunun üzerinde ‘Odada kimse yok muydu’ diye sordum. Kimsenin olmadığını söylediler.”
Eşiyle birlikte oğlunu hastaneye götürdüğünü anlatan Elife C., “Çocuğumu hastaneye götürdük. Hastanede ‘Çocuğu köpek mi pitbull mu ısırdı’ diye sordular. 4 yaşında bir kız çocuğunun ısırdığını söyleyince şaşırdılar. ‘Ne oldu, bir rahatsızlığı mı varmış’ dediler. Annenin beyan ettiğine göre çocuğun dil ve konuşma güçlüğü olduğunu, ayaklarından iki kez ameliyat geçirdiğini ilettim. O yüzden böyleymiş galiba dedim. Herkes şaşırdı. Doktor şaşırdı. Daha ilgili davrandılar. Yaralarına antibiyotikli kremler, kortizonlu kremler verdiler. Şu anda iki ay geçmesine rağmen hala izleri duruyor. Yoğun bir tedavi ettik. Halen de devam ediyoruz. Aradan yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen oğlum, halen yaşadığı olayın hem travmasını atlatamadı hem de ısırılan yerlerin izleri geçmedi. Oğlumun terapileri devam ediyor” dedi.
Elife C., çocuğunun vücudunun 13 yerinden ısırıldığını belirterek, “Anne tarafından gönderilen okuldaki kamera kayıtlarını izlediğimde, çocuk önce yastığı ve yorganı üstüne kapatıyor. Boğmaya çalışıyor. Sonrasında her yerini ısırıyor çocuğun. Zaten belli bir saat geçiyor. Uyku odasında bütün çocuklar ayaklanmış. Hatta bir çocuk sesten dolayı kulağını kapatıyor. Oğlumun bağırmasından dolayı etkileniyor. Bir çocuk çıkıyor kapıdan, öğretmen yok. İkinci çocuk çağırmaya gidiyor, öğretmen yok. Üçüncü çocuk hayatını kurtarıyor. Üçüncü çocuk çağırmaya gittikten sonra öğretmen koşarak geliyor. Kızı, oğlumun üzerinden çekiyor ve kurtarıyor. 13 yerinden ısırmış; kafatasından, gözünün üzerinden, ağzından, yanaklarından, kulağından koparcasına, omzundan, parmağından, kol bileğinden ısırıldığını gördük. Bizim için üzücü bir hadiseydi. Dolayısıyla benim için daha ağırdı. Kendim anaokulu öğretmeniyim, yıllardır bu işin içindeyim, devletime, vatanıma hizmet etmek için canla başla çalışan bir öğretmenim. 15 yıllık öğretmenlik hayatımda böyle bir şey görmedim” diye konuştu.