Marmara Bölgesi, Türkiye’nin en yoğun nüfuslu ve ekonomik olarak en güçlü bölgesi olma özelliği taşıyor. İstanbul, çevresindeki iller ve özellikle Marmara Denizi kıyısındaki şehirler, Kuzey Anadolu Fayı’nın aktif olduğu bir bölgedeki yüksek deprem riskiyle karşı karşıya. Deprem uzmanı Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Marmara’da olası bir büyük depremin yalnızca İstanbul’u değil, bölgedeki toplam 11 ili de derinden etkileyeceğini vurguluyor.
Eyidoğan, Marmara Bölgesi’nin yaklaşık 30 milyon nüfus barındırdığını hatırlatarak, olası bir bölgesel depremin, İstanbul kadar Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale gibi illeri de doğrudan etkileyeceğine dikkat çekti. Bu illerin her biri, İstanbul’la birlikte büyük bir nüfus yoğunluğuna sahip olup, depremin yaratacağı hasar çok daha büyük boyutlara ulaşabilir.
Marmara Bölgesi’nin ülke ekonomisindeki büyük rolü göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir depremin sadece can kaybına yol açmakla kalmayıp, Türkiye’nin ekonomik yapısını da tehdit edebileceği ifade ediliyor. Bölge, ülkenin gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor ve İstanbul, bu payın büyük bir kısmını üstleniyor. Eyidoğan, bu nedenle Marmara’da yaşanabilecek bir büyük depremin, sadece bölge halkı için değil, tüm ülke için bir “beka sorunu”na dönüşebileceğini belirtiyor.
Deprem riskiyle mücadele etmek için toplumun her kesiminde farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çeken Eyidoğan, bu konuda yerel yönetimler, üniversiteler ve mülki idarelerin ortak çalışmalar yapmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Eyidoğan, “Toplum temelli bir afet riski çalışması yapıldığında daha etkili sonuçlar alınıyor” diyerek, bu konuda toplumun bilinçlendirilmesinin hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
Eyidoğan, deprem risklerini azaltabilmek için kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması ve binaların güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Özellikle eski ve dayanıksız binaların, depreme karşı dayanıklı hale getirilmesinin, olası bir felaketin etkilerini en aza indireceğini vurgulayan Eyidoğan, bu sürecin hızla tamamlanması gerektiğini ifade etti.
Marmara Bölgesi’nde olası bir büyük depremin, sadece İstanbul’u değil, çevresindeki birçok ili de derinden etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulunan Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, hazırlıklı olmanın önemine dikkat çekti. Depremi sadece bir doğal afet olarak değil, aynı zamanda bir toplumsal sorumluluk olarak ele almak gerektiğini söyleyen Eyidoğan, önceden alınacak tedbirlerin felaketin olumsuz etkilerini büyük ölçüde azaltabileceğini belirtti.