26 Nisan’da duyurulan yeni müfredat, bu eğitim yılında okul öncesi, ilkokul 1. sınıf, ortaokul 5. sınıf ve lise 9. sınıf kademelerinde kademeli olarak uygulanacak. Ancak eğitimciler ve bazı siyasi çevreler, müfredatın içeriğiyle ilgili ciddi eleştirilerde bulundu. Özellikle matematik müfredatında yapılan değişiklikler, uzmanlar tarafından “teorik bilgilerin eksikliği” nedeniyle eleştirildi. Eğitimciler, üniversiteye hazırlık sürecinde öğrencilerin zorlanabileceğini ve çıkarılan bazı konuların yükseköğretimde temel bilgi eksikliklerine yol açabileceğini vurguluyor.
Sosyal Bilgiler ve Tarih derslerinde yapılan değişiklikler de tartışma konusu oldu. Özellikle Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi konularının ideolojik bir perspektifle ele alındığına dair eleştiriler gündeme geldi. Eğitimciler, tarih derslerinin eleştirel düşünme becerileri kazandırması gerektiğini, ancak yeni müfredatın belirli bir tarih anlayışını dayatabileceği endişesini taşıyorlar.
Müfredatın ismi de tartışmaların odağında. “Türkiye Yüzyılı” tanımlamasının, AK Parti’nin siyasi sloganıyla özdeşleşmiş olması, başta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmak üzere birçok kesimden eleştiri aldı. CHP, “eğitimin dinselleşmesi ve bilimsel yaklaşımlardan uzaklaşılması” gerekçesiyle MEB’e karşı dava açtı.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, bu yeni müfredatın pilot uygulama yapılmadan hayata geçirilmesinin büyük bir hata olduğunu belirtti. Irmak, öğretmenlerin çoğunun yeni sistemin nasıl uygulanacağını bilmediğini ve bu durumun eğitimde kaos yaratabileceğini ifade etti. Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise “eğitimin anayasası” olarak tanımladığı müfredatın köklü değişikliklerle yeniden şekillendirilmesinin büyük riskler barındırdığını söyledi.