Murat Ülker ‘Türkçe’nin sırları’nı yazdı: Dil, en aziz, en tılsımlı, en kıymetli servetimiz. Çünkü asırlardan süzülüp geliyor

Murat Ülker ‘Türkçe’nin sırları’nı yazdı: Dil, en aziz, en tılsımlı, en kıymetli servetimiz. Çünkü asırlardan süzülüp geliyor

Ülker, Nihad Sami Banarlı’nın “Türkçenin Sırları” adlı eserinden büyük ölçüde etkilenmiş görünüyor. Banarlı’nın, Türkçenin güzelliklerini, dilimizin derinliklerini ve tarih boyunca geçirdiği evreleri anlatan kitabı, Ülker’in yazısına ilham kaynağı olmuş. Banarlı, kitabında Türkçenin matematiksel yapısından, eklerinin kullanımındaki ustalıktan ve dilin melodik yapısından bahsediyor. Ülker, bu noktada Banarlı’nın, Türkçeyi yalnızca bir iletişim aracı olarak değil, aynı zamanda milletimizin asırlardır işleyip güzelleştirdiği bir sanat olarak gördüğünü aktarıyor.

Nihad Sami Banarlı, “Türkçenin Sırları”nda, Türkçenin hem estetik hem de kültürel bir değer taşıdığını savunuyor. Banarlı’ya göre, Türkçe, bir imparatorluk dili olarak farklı kültürlerden kelimeler alarak zenginleşmiş ve zamanla bu kelimeleri millileştirerek kendi bünyesine katmıştır. Ülker, Banarlı’nın bu görüşlerini destekleyerek, Türkçenin tarih boyunca bir imparatorluk dili olarak nasıl evrildiğini ve farklı dillerden aldığı kelimeleri nasıl millî birer unsur haline getirdiğini açıklıyor.

Banarlı, ayrıca Türkçenin kendine özgü bir ahenk ve müzikalite barındırdığını belirtir. Bu, Türkçenin diğer dillerden aldığı kelimeleri bile Türkçeleştirerek kendi estetik ve fonetik yapısına uygun hale getirme yeteneğiyle ilgilidir. Ülker, Banarlı’nın bu düşüncesini örneklerle destekleyerek, Türkçenin ses yapısının nasıl ince bir işçilikle şekillendiğini anlatıyor.

Ülker’in yazısında, Banarlı’nın dilimize duyduğu sevgi ve saygının izleri açıkça görülüyor. Banarlı’nın “Türkçenin Sırları” kitabını bir miras olarak nitelendiren Ülker, Türkçenin bu kadar derin ve zengin bir tarihe sahip olmasının arkasında Banarlı gibi dil bilimcilerin titiz çalışmaları olduğunu ifade ediyor.

Murat Ülker, Nihad Sami Banarlı’nın eserine atıfla, Türkçenin gelecek nesillere aktarılması gereken bir hazine olduğunu vurguluyor. Dilimizin korunması ve zenginleştirilmesi konusunda Banarlı’nın gösterdiği yolu takip etmenin önemine işaret eden Ülker, Türkçenin modern dünyada da yaşatılması gerektiğinin altını çiziyor.

Exit mobile version