Başsavcılık tarafından hazırlanan ve 12 sayfadan oluşan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. İddianamede, 21 Ağustos’ta Tavşantepe Mahallesi’nde ikamet eden Narin’in Güran’ın kaybolduğu yönünde ilk resmi ihbarın saat 20.43 sıralarında ağabeyi Baran Güran tarafından 112 Acil Çağrı Merkezi aranmak suretiyle yapıldığı belirtilerek, bunun üzerine “kayıp çocuk vakası” olarak Narin Güran’ın bulunması için uzman kolluk kuvvetlerince Tavşantepe Mahallesi ve civarında yoğun bir biçimde arama faaliyeti gerçekleştirildiği anımsatıldı.
Arama çalışmalarının devam ettiği 22 Ağustos’ta Narin Güran’ın kuzeni olan Muhammed Kaya’nın “Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında kırmızı renkli bir çocuk terliği bulduğunu ancak kolluk birimlerine haber vermeyi unuttuğu” şeklinde beyanda bulunduğu belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
“Kaya’nın aracına daha sonradan binen Osman Güran tarafından terliğin aile bireylerine gösterildiği ve kolluk birimlerine de haber verildiği tespit edilmiştir. Aile bireylerince terliğin numara bilgisi dahi sorulmadan Narin Güran’a ait olduğu söylenerek soruşturma, yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ile Suriyeli kişilere yönlendirilmeye çalışılmıştır. Salim Güran, muhtar olması hasebiyle kolluk birimleriyle sürekli birlikte hareket etmiş, sergilediği şüpheli tavırlar kolluk tarafından tutanak altına alınmıştır. Kolluk birimlerinin saha çalışmaları esnasında tespitleri ve aile bireylerinin alınan ifadelerinde Narin Güran’ın kaybolduğu ve son görüldüğü saatlere ilişkin çok sayıda çelişkili beyanların bulunması, jandarma tarafından anlık olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilen gelişmeler dikkate alınarak olayın kayıp çocuk vakası olmayıp aile tarafından gerçekleştirilen bir cinayet olabileceği hususunda jandarmaya talimat verilmiş, çalışmalar bu yönde genişletilmiştir. Bu bağlamda belirlenen birçok adreste adli aramalar yapılmaya başlanmış, soruşturma işlemleri yoğunlaştırılmıştır.”
Tavşantepe Mahallesi’nde 24 Ağustos’ta saat 21.00 sıralarında rüzgarsız bir hava olmasına rağmen elektrik tellerinin birbirine temas etmesi neticesinde yangın çıktığı anımsatılan iddianamede, olayın meydana geldiği mahalde Güran ailesine mensup kişilerin olması, hava şartları düşünüldüğünde dış bir müdahale olmaksızın yangın meydana gelmesinin mümkün olmaması sebebiyle yangının arama çalışmalarını etkilemek ve Narin’in bulunmaması amacıyla organize edildiğinin değerlendirildiği belirtildi.
İddianamede, kolluk birimlerince yapılan araştırmalarda Narin Güran’ın ikamet ettiği köyde bulunanların çok büyük bir kısmının akraba olması, son görüldüğü yerin evine çok yakın mesafede olması, yapılan kamera ve plaka tespit çalışmalarında olay mahalline yabancı kişi ya da araç girişinin bulunmaması hususları da dikkate alındığında olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve aile tarafından organize biçimde saklanılmaya çalışıldığı kanaatinin oluştuğu ifade edildi.
Aynı zamanda köy muhtarı olan amca Salim Güran’ın ailenin tarlalarını ekip biçtiği, bu nedenle ailenin önde geleni olarak hareket ettiği ifade edilen iddianamede, şüphelinin arama çalışmalarının başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirmeye ve arama çalışmalarına yön vermeye çalıştığı, tedirgin hal ve tavırlarda bulunduğunun kolluk birimlerince tespit edildiği aktarıldı.
Soruşturmada aileden tüm kişilerin özellikle irdelendiği, Salim Güran’ın olayla ilgili aileyi yönlendirdiği hususunda ciddi şüpheler edinildiği bilgisine yer verilen iddianamede, 30 Ağustos’ta Narin Güran’ın yakınlarının ve ailesinin cep telefonlarına usulüne uygun bir biçimde el konularak CMK’nin 134. maddesi gereğince incelenmesi amacıyla Jandarma Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiği kaydedildi.