Süreyya Plajı, adını 1930’lu yıllarda bölgeyi canlandıran Süreyya İlmen Paşa’dan alıyor. Geçmişte İstanbul’un en gözde plajlarından biri olan bu mekan, zamanla değişime uğramış ancak son yıllarda yapılan yeniliklerle eski ihtişamını yeniden kazanmıştır. Bugün, hem ailelerin hem de gençlerin huzur içinde vakit geçirebileceği bir destinasyon haline gelmiştir.
Plaj, kilometrelerce uzanan yürüyüş ve bisiklet yollarıyla doğaseverlere hitap ediyor. Geniş yeşil alanları, parkları ve sahil boyunca sıralanan kafe ve restoranlarıyla ziyaretçilerine dinlenme ve eğlenme fırsatı sunuyor. İstanbul’un karmaşasından kaçmak isteyenler için Süreyya Plajı, deniz esintisi eşliğinde huzurlu bir gün geçirme imkanı tanıyor.
Plajın bir diğer dikkat çeken özelliği ise, 1953 yılında deniz içerisine yapılan Bakireler Anıtı’dır. Altı sütun üzerine oturtulmuş, çapı 3,5 metre olan bir kubbe ve ortasında yer alan Venüs heykeliyle bu anıt, Süreyya Plajı’nın simgesi haline gelmiştir. Ancak, Maltepe sahilinde yapılan dolgu çalışmaları nedeniyle bir kısmı toprak altında kalan anıt, Kültür Varlıkları Koruma Kurulu onaylı projeler doğrultusunda yeni bir konuma taşınmıştır.
Süreyya Plajı, İstanbul’un kalabalığından uzaklaşmak ve doğayla iç içe huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası olmaya devam ediyor.