TÜİK’in projeksiyonlarına göre, Türkiye’nin nüfusu 2040 yılında 100 milyon 331 bin 233’e yükselerek ulaşması bekleniyor ancak son yıllarda yaşanan doğurganlık hızındaki düşüş, bu hedefin ne kadar gerçekçi olduğunu sorgulatıyor. Türkiye’deki toplam doğurganlık hızı, 2001’de 2,38 çocuk iken 2023 yılında 1,51 çocuğa geriledi. Bu da, nüfusun kendini yenileme düzeyi olan 2,1’in altında kaldığını gösteriyor.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İsmet Koç, ülkenin nüfus perspektifine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Koç, Türkiye’nin nüfusunun son yıllarda yaşlanma eğilimine girdiğini belirtirken, doğurganlık seviyesindeki düşüşün bu durumda etkili olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin genç nüfus özelliğini kaybederek yaşlı nüfus niteliğine kavuştuğunu belirten Koç, bu eğilimin devam etmesi halinde, Türkiye’deki yaşlı nüfus oranının 2050’de yüzde 20’ye yükseleceğini öngördü. Doğurganlık seviyesindeki düşüşün yanı sıra, yaşam beklentisinin artması da nüfusun yaşlanmasına katkı sağlıyor. Türkiye’deki doğurganlık seviyesinin, Avrupa ülkelerine kıyasla düşük olduğunu ve bu durumun 100 milyonluk nüfusa ulaşma hedefini zora soktuğunu belirtti.
Koç, Türkiye’deki doğurganlık seviyesinin düşmesinde ekonomik faktörlerin yanı sıra, aile yapısında yaşanan değişikliklerin etkili olduğunu ifade etti. Artan iş-yaşam dengesi talebi ve kadınların eğitim seviyelerinin yükselmesi, doğurganlık seviyesindeki düşüşte önemli rol oynuyor. Bu bağlamda, kadınların iş-yaşam dengelerini kurabilecekleri sosyal politikaların önemine vurgu yaptı.