Depremleri sıklıkla tecrübe eden bir ülke olduklarını belirten Doç. Dr. Hamdi Alkan, “Meydana gelen depremlerde bölgenin depremsellik olarak bir üretkenliğini tektonik ya da volkanik bir deprem üreten bir bölge olduğunu bize gösteriyor. Ana şoktan sonra 30 artçı şok meydana geliyor. Bunlar küçük küçük devam edecektir” diye konuştu.
Kasım depreminin Hizan’ın hemen batısında, eylül depreminin ise Hizan’ın doğusunda meydana geldiğini kaydeden Doç. Dr. Hamdi Alkan, Bitlis ve Van bölgesinde çok sayıda aktif diri fayın olduğunu da belirterek şöyle konuştu:
“Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) diri fay haritasında burada birçok fay da görünüyor. Burada ilginç olan bu depremlerin olduğu yerde herhangi bir diri fayın görünmüyor olması. Burada fay veya fay zonu görünmüyor. Bu depremler doğrultu atımlı faylardır. MTA’nın fay haritasında baktığımızda çizgilerin olduğu yerler faylardır.
27 Kasım’da meydana gelen depremlere baktığımızda bu haritada fay görünmüyor. Burada önemli olan eğer bir yerde deprem varsa orada fay vardır. Buranın dikkate alınıp çalışılması gerekiyor. Diri fay haritası sürekli güncelleniyor. Her yapılan yeni çalışmada özellikle MTA’nın AFAD’ın üniversitelerin yaptığı çalışmalarda bunlar belli periyotlarda güncelleniyor.
Kahramanmaraş depremlerinin ardından diri fay haritası tekrar güncellemeler oldu. Ama bu haritaya baktığımızda Bitlis’te meydana gelen son depremlerde haritaya baktığımızda fay yok. MTA’nın diri fay haritasının güncellenmesi gerekiyor.
Burası jeolojik olarak özel bir bölge. Deprem haritasının güncellenmesi gerekiyor. Jeofizik mühendisleri olarak şu an belli çalışmalar yapıyoruz. Bu depremlerin çözümleri bize neyi gösteriyor diye çalışmalarımıza başladık ama diğer kurumlarımızın burada özellikle bir çalışma yapması gerekiyor.”