Muğla’da 5 yıl önce, Büyükşehir Belediyesi’nde belediye otobüs şoförü olarak çalışan Cihan Altın’ın yanına gelen bir yolcu, “Sen Kömürcü Orhan’ın oğlu değil misin; şu bin lirayı al da babana ver. Ona, aldığımız kömür nedeniyle borcumuz var” deyip indi. Altın, “Beni biriyle karıştırdınız galiba” dediyse de parayı veren yolcu, “Sen kömürcü Orhan’ın oğlusun. Babana selam söyle” diyerek, uzaklaştı. Durumu anlattığı annesi Suzan Yıldırım ise 1987’de adliyede çalıştığı sırada işadamı Orhan Karaca ile yasak aşk yaşadığını ve bu ilişkiden dünyaya getirip resmi nikahlı eşi Yaşar Yıldırım’ın nüfusun kaydettirdiğini öğrendi.
Büyük bir üzüntü yaşayan ve işinden ayrılmak zorunda kalan Cihan Altın, işadamı Orhan Karaca’ya (63), babalık davası açtı.
6 yaşındayken trafik kazasında ölen kütükteki babası Yaşar Yıldırım’ın mezarı açılarak yapılan testte, babası olmadığı anlaşıldı. Yapılan DNA incelemesi sonucunda da Orhan Karaca’nın (63) yüzde 99.9 biyolojik babası olduğu belirlendi. Orhan Karaca’nın nüfusuna kaydedilen Altın, 15 taşınmazına ve 100 milyonluk servetine de ortak oldu. Ayrıca babalığın benimsenmemesi nedeniyle açtığı 355 bin liralık tazminat davasını kazandı.
Sabah gazetesine konuşan Altın, “31 yaşında tesadüfen bir yolcunun yanıma gelip “Babana selam söyle” demesi ile gerçek babamı öğrendim. Mahkeme kararıyla kesinleşti. Ancak bana babalık yapmadı. Ben babasız büyüdüm. Benim de bir kızım var. Ona en iyi şekilde babalık yapmaya çalışıyorum. Kazandığım 355 bin lira tazminatı benim gibi babasız büyüyen çocuklar için, Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlayacağım” dedi.
Avukatı Varol Turbay ise “Bu davanın önemli hukuki tarafı, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi yeni kararlarında artık babalık davasının sonucunun kesinleşmesini beklemeden manevi tazminat verilmesini içtihat altına aldı.
DNA testi varsa haksız fiil gerçekleşmiş ve tazminat şartları oluşmuştur dedi. Türkiye’de manevi tazminat talebinin tamamının kabulüne karar verilen ikinci emsal dava oldu” dedi.