İzmir’in değişimi en çok destekleyen il olduğunu hatırlatan Özel, şunları söyledi:
“14-28 Mayıs’ın travmasını en çok hisseden kent şüphesiz İzmir’di. İzmir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinin bir kez daha iktidar olmasını bekliyordu. Bu konuda yüksek bir motivasyon ve büyük bir inanç vardı. Sürecin öncesinde ve sonrasında yaşanalar doğruları ve yanlışlarıyla geride kaldı. Ama geçen yaz İzmir’de gençlerin gözünün feri sönmüştü. İleri yaşta olanların omuzları hepten yere düşmüştü. Kimse başını yerden kaldıramıyordu. Hep karamsarlık hakimdi. Biz CHP’de neredeyse çocuk yaşta siyaset yapmaya başlamış, pek çok görevde bulunmuş ve bu hikayenin sonunun böyle gelmemesinin gerektiğine inanan kadrolar olarak ‘CHP değişirse, Türkiye değişir’ dedik.
O ateşin yakıldığı ilk günlerde sözümüzü birlikte söylediğimiz arkadaşlarımızın sayısı azdı. Ancak gün geçtikçe CHP’de yaşanacak bir değişimin Türkiye’ye iyi geleceğine inanan ilk şehir oldu İzmir. Yüzde 93 oranında bir değişimi genç kadroları, daha çok kadının daha çok siyasette olmasını ve yeni bir başlangıcı destekliyorlardı. O süreçte sesimiz en iyi İzmir’in duyduğunu ve İzmir’i duymanın, İzmir’in dediklerini yapmanın da ne kadar doğru olduğunu bizzat deneyimledim. Süreç bizi, tarihi bir değişime getirdi.”
Partideki değişimi ve iktidara giden yolu ‘üç anahtar’ örneğiyle açıklayan Özel, şu ifadeleri kullandı:
“Hemen arkasından yerel seçim günleri vardı. Yerel seçimlerde tüm adaylar önemli. Seçimin bir sürü segmenti, seçimin sonuçlarına yapılacak yorumlardan önce seçimin kendisine nasıl baktığınız çok önemliydi. Bu seçimden çok sayıda kadın belediye başkanıyla çıkmalıydık. Bu seçim, gençlerin yerel yönetimlerde iddia koydukları, sorumluluk aldıkları görevlendirmeleri bekliyordu. Bunun yanında bir büyük başarı elde etmek lazımdı. Tabii karamsarlar vardı. İyi niyetli karamsarlar, öğrenilmiş çaresizlikten dolayı karamsar olanlar ve felaket çağıran karamsarlar vardı hepsine kulağımızı tıkadık. ‘Bize bir anahtar lazım.’ dedik. 1980 darbesinden beri siyaset kalesinin başarı kapısını bir türlü açamamışız. Bu kapıyı açmamız lazım. Parti Meclisimizin yaş ortalaması 43. Ben PM’nin herhalde en yaşlı 5.üyesiyim. MYK kurduk. Yarısı kadınlardan, yarısı erkeklerden oluşuyor.
‘Bir bakın bakalım Atatürk bu başarı kalesinin kilidini bir yere koymuştur’ dedim. Üç büyük kilidi üç büyük anahtar açtı. Ben partinin genel başkanıydım. Ama Gazi cumhuriyeti de partiyi de bana emanet etmemişti. Başkomutanlara emanet edebilirdi. Ama etmemişti. Ne cumhurbaşkanına ne milletvekillerine. Cumhuriyeti, gençlere emanet etmişti. Bizim o koca kalenin koca kapısındaki kilitlerden ilkini gençler açtı. İkinci kilit… Avrupa’daki ülkelerin hepsinden 40 yıl önce Türk kadının seçme ve seçilme hakkı elde etmesine fırsat veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ikinci anahtarı da kadınlara emanet etmişti. O kilidi de kadınlar açtı.
Özel ‘erken seçim’ sinyali vererek sözlerini şu şekilde sonlandırdı: