Cumhuriyet’e konuşan Özel’in açıklamaları şöyle:
Sığınmacı sorununu, Suriye’nin geleceğini ve Türkiye’nin Suriye politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye’de birden çok zorluk var. Sınırın öbür tarafında tek bir devlet ve askerleri yok. Bu nedenle sınır güvenliği ciddi bir sorun. Bu konuda etkin bir tutum alacağız. Önümüzdeki ay içinde Suriye konferansı veya Türkiye’de sığınmacı sorununa yönelik bir konferans yapmayı düşünüyoruz. Burada çözüm önerilerimizi dile getireceğiz. Esad ile görüşme de dahil her konuda inisiyatif alacağımızı daha önce söylemiştik. Yıllardır zaten görüşülmesi gerektiğini söylüyoruz. Esad ile CHP’li milletvekilleri görüştü diye neredeyse vatan haini oluyorlardı. Şimdi biz Esad ile görüşebiliriz dedikten saatler sonra Erdoğan, “Biz birlikte tatil yaptık, yine yapabiliriz” dedi. Avrupa, Suriyeli mültecilerin hedef ülkesi olmamak için Erdoğan’la Türkiye’yi bir mülteci kampına çevirecek anlaşma imzaladı. 6 milyon Avroluk bir anlaşma yaptılar ama görünmeyen tarafında “Türkiye’ye karşı raporları yumuşak yazalım, Türkiye’yi Erdoğan yönetsin, iyi bir pazarlık yapalım, bunları orada tutalım” dediler ve utanç verici bir süreç yaşanıyor. Bugün Türkiye’de ne yaşanıyorsa bunun iki sebebi ve tek aktörü var. Bir tanesi komşunun iç işlerine karışan, toprak bütünlüğüne saygı duymayan, komşudaki devlet dışı unsurları muhatap kabul eden Erdoğan’ın dış politikasıdır. Bir tanesi de Avrupa Birliği’yle (AB) yapılan bu geri kabul anlaşması. İkisinin de aktörü Erdoğan. Bugün Türkiye’de mülteciler konusunda ne sorun yaşanıyorsa bunun sorumlusu AKP’nin yanlış tercihleri.
Suriye ile bir temas kurdunuz mu?
Gayri resmi kanaldan bir bağlantımız var. Resmi görüşmeyi arkadaşlarımız planlamaya çalışıyor.
Sığınmacı sorunu hiç yokmuş gibi davranan bir taraf ile sığınmacıları gerekçe göstererek uç noktalara giden bir taraf var. CHP’nin bu konuya bakış açısı nedir?
CHP’nin durduğu yer çok kıymetli. Özenli bir dil kullanıyoruz. Geçen zaman ve yaşananlar bizi haklı çıkarıyor. Atatürk’ten miras bir dış politikanın sacayağı var. O, “Komşunun toprak bütünlüğüne saygılı ol, komşunun devletini muhatap al, devlet dışı unsurları muhatap alma” diyor. Biz önümüze geleni Kuvay-ı Milliye ilan ediyoruz. Şimdi Suriye’de Türk bayrakları yakılıyor, “Onlar ÖSO değil” diyorlar. Biri sizin için 75 dolara kurşun sıkıyorsa yarın 200 dolar veren oldu mu size karşı saldırganlaşıyor. CHP, yurtta barış dünyada barış yaklaşımıyla Suriye’yle ilişkileri iyileştirmeyi, Suriye’nin istikrarını sağlamayı savunuyor. Ondan sonra da bütün Avrupa ülkeleri ve dünyadaki yapılara “Pamuk eller cebe” diyerek sığınmacıların oraya gitmesi için oralara okullar, hastaneler yapmak lazım. Amerika’nın iştahını, Rusya’nın ısrarını yönetebilecek etkin bir dış politika gerekiyor. Bunların hepsinin yapılması için bir paradigma değişikliğine ihtiyaç var. Avrupa’nın kendileri için istikrarlı bir yapı gördükleri Erdoğan’ın politikaları Türkiye için gitgide istikrarsızlaşıyor. Artık bu mızrağın çuvala sığacak hali kalmadı. Ben Avrupa’daki siyasi muhataplarımızla da konuşuyorum. Türkiye’nin sığınmacı sorunu çözülmeli. Suriye istikrara kavuşmalı. Siz bu konuda üzerinize düşeni yapmalısınız. Sonra da AB üyeliğimizle ilgili çoktan hak ettiğimiz bir şeyi ortadan kaldırmalısınız. 60 yıldır başvurmuşuz, yanımızdan gelen geçti.