Özel, Gezi davası kapsamında Marmara Cezaevi’nde bulunan Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ı hatırlatarak “Meclis, seçilmiş milletvekillerinin hukukunu koruyamamıştır. Cumhuriyeti kuran bir Parlamentodan, seçilmiş milletvekilini koruyamayan bir Parlamentoya gelinmiş olması Meclisin güçsüzleştiğinin en önemli kanıtıdır” dedi.
Özel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“Bu yüce çatı bundan 104 yıl önce ülkemiz işgal altındayken kurtuluşa inanan 436 temsilcinin katılımıyla açıldı. Sinop mebusu Şeref Bey’in en yaşlı üye sıfatıyla yaptığı konuşma ile vazifeye başlayan Büyük Millet Meclisinin eline milletimizin yazgısı emanet edilmişti. O gün oluşan iadenin önünde büyük engeller vardı. Önlerindeki engel işgal olduranlardan değil onların himayesinden medet uman bir acziyete teslim olan muktedirlerdi. Ancak kurucu kadroların o günkü şiarı milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracağına olan inançlarıydı. Kurucu iradenin demokrasiye verdiği önemi anlamak için hatırlanmalıdır ki bu meclisin Şeref Bey’in konuşmasından sonra aldığı ilk karar gelen mebusların mazbatalarının doğruluğunu tespit etmek için kurduğu Mazbata Tetkik Komisyonu’dur. 104 yıl önce bu çatı altında tüm milletin iradesine ayna olan meclis önce kurtuluş mücadelesini yönetmiş ardından bağımsızlığımızı kazanmış ve Türkiye Cumhuriyeti devletini var etmiştir. Bugün bulunduğumuz koltukları kıymetli kılan gerçeklik Meclis’in bir askeri mücadele sonucunda kurulmadığı Meclis’in bir askeri zaferin yönettiği ve devlet kurduğu gerçeğidir. Dolayısıyla dünya tarihinde sandıktan çıkan iradenin kurduğu tek bir ülke varsa o da kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Ve genç cumhuriyetimiz gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde parlamentoda alınan kararlarla yükselmiştir.
Ülkemiz ne zaman milli iradeden demokrasiden uzaklaşmışsa geriye gitmiş vatandaşlarımızın refah seviyesi eksilmiştir. Ülkemiz ne zaman milli iradeden demokrasiden uzaklaşmışsa geriye gitmiş vatandaşlarımızın refah seviyesi eksilmiştir, demokrasilerimiz pek çok kesintilere uğramıştır. Son olarak 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle hedef alınan yine demokrasimiz olmuştur. O gece Meclis’i açmayı ilk teklif eden milletvekiliyim. Ve o gece Meclisimiz 100 yıl önce top seslerini duyarken aldığı kararları kazandığı gazilik unvanını devlete yerleştirilen bir terör örgütünün darbe girişimindeki direnciyle ne kadar hak ettiğini tüm dünyaya göstermiştir. Bombardıman altında sığınakta darbe girişimine karşı Meclis’in ortak bildirisi kaleme alınırken tüm siyasi partilerin temsilcileri parlamentonun güçlendirilmesi gerektiği konusunda görüş birliği içerisindeydi. Yasama yetkisinin mümnhasır olarak parlamentoda olmasını ortadan kaldıran bir anayasa değişikliği maalesef darbecilerle mücadele etme gerektiği gerekçesiyle ilan edilen OHAL şartlarında müzakere edilmiş OHAL şartlarında referanduma sunulmuştur. Bu ülkeyi Atatürk önderliğindeki Meclis’in demokrasiye inancı kurtarmıştır. Şimdi ise Meclis’in demokrasiyi kurtarmasına ihtiyaç vardır. Şüphesiz bunun ilk aşaması milletin kararına tercihine seçimine sahip duymaktır.
Seçimlerin hasbelkader kazanıldığı şeklindeki ifadelerin seçimi CHP kazanmadı biz kazandık gibi bir inkarcı tutumun milli iradeye temelden bir hürmetsizliği olduğunu belirtmek bizi değil milletimizi kırdığını ifade etmek isterim. Böyle bir tavrın bugün dağ gibi büyüyen sıkıntılara çözüm bekleyen halkımıza bir faydası olmadığına dikkat çekmek isterim. Şüphesiz millet sözünü sandıkta söyler. Siyasete düşen görev de milletin sandıkta verdiği mesajı iyi okumaktır. Millet 31 Mart’ta ülkemizde yeni bir siyasi iklim yaratmıştır. Bu iklime ayak uyduranlar ileri gidecek uyduramayanlar milletin kararına direnenler inatlaşmaya devam edenler ise başarısızlığa sürüklenecektir. Bu nedenle toplumun sorunlarını görmezden gelen kutuplaştıran ayrıştıran politikalar artık siyasetin gündeminden çıkmalıdır. Milletimiz seçimlerde demokrasi hukukun üstünlüğü ve her alanda adalet mesajı vermiştir. Bugün burada 594 milletvekiliyiz. 4 arkadaşımız 3 hafta önce belediye başkanı seçilerek bu görevlerinden ayrıldı.
Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği bu Meclis’te anayasaya aykırı bir yargı kararına direnilemediği için düşürülmüştür. 24. yasama döneminde grubu bulunan 3 siyasi partiden hapishanede milletvekillerimizin hukukunu bu meclis bir şekilde koruyabilmişken yönetim sisteminin değişmesinin ardından meclis seçilmiş milletvekilinin hukukunu koruyamamıştır.