Özgür Özel, Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin nedeniyle başlatılan soruşturmaya ve teğmenlerin disipline sevk edilmesine tepki gösterdi.
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek, “Eğer teğmenler şanlı görevlerinden uzaklaştırılırsa o zaman yanlış tarafta durduğunuzu cümle aleme ilan etmiş olacaksınız” dedi.
Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Genç Cumhuriyet’in kahramanlarından öğretmen Kubilay ve iki silah arkadaşı tam 94 yıl önce bugün gericiler tarafından katledildi. Kubilay Asteğmen olarak 1930 yılında Menemen’deydi. İki Menemenli bekçi de onunla birlikteydiler. Menemen’e geldiklerinde ay yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlısı olan, ellerinde şeriat bayrağı olan ve bu bayrağı Cumhuriyet’i yıkmak üzere dalgalandırdıklarını iddia eden, genç Cumhuriyet’e, milli birliğimize karşı kastedenlerin karşısında Cumhuriyet’i ve bayrağı korumak üzere dikilmişlerdi. Ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ellerinden gelse öldürmeyi planlayan bir gözü dönmüş çetenin karşısındaydılar. Gerici isyanı, kendini mehdi ilan eden derviş Mehmed yönetiyordu. 23 Aralık 1930 sabahı burayı kendisi gibi Cumhuriyet karşıtı olan isyancılarla kuşatmıştı. Derviş Mehmed’i durdurma görevi Asteğmen Kubilay’ındı. Önce isyancıları uyardı ama onlar ateşle karşılık verdiler. Kubilay yaralandı. Kubilay yaralı haliyle mücadeleyi sürdürdü. Elindeki eksik teçhizat ve mühimmatın amaca uygun olmamasına karşın görevi Cumhuriyet’i savunmak olduğu için direndi. Caniler onu kaymakamlık binasının avlusunda katlettiler.
Kubilay diyordu ki, ‘Bu başı veririz, yine de sizin gibilere baş eğmeyiz’ diyordu. Çünkü devrimciler, Atatürkçüler ülkelerini kurmak, ilkelerini korumak için boyun eğmek, baş eğmek yerine Kubilay gibi baş verirler.
Bugün biraz önce de bahsedildiği gibi, hepimizi fevkalade gururlandıran bir yılın ve bir törenin şahidi olduk hep beraber. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusundan her sene kara, deniz ve hava harp okullarından mezuniyetler oluyor. Onlar Mustafa Kemal’in ordusunun taze teğmenleri, taze kanları. Ve bu sene ilk kez üçünün de birincisi genç kadın teğmenlerdi.
O görüntüyü gördüğümde şöyle düşündüm, işte Mustafa Kemal’in ordusu, işte Mustafa Kemal’in istediği Türk gençliği, işte Türkiye’de kadın erkek eşitliğine en çok inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusunun geldiği nokta. Bu büyük başarıydı. O gün hepimizin duygulanarak ve övünerek izlediği o tören, oldu bitti. Sonra önce sosyal medyada, sonra yazılı basında, bu iktidara müzahir kalemler ve troll orduları bir linç kampanyasına giriştiler. İnanın böyle bir kampanyanın toplumsal tabanı olmayacağından zaten emindik, karşısında çok güçlü bir toplumsal taban var bunun.
Siyasette benimseneceği, bunun üzerinden bir siyasi çıkara tenezzül edileceği, bir kutuplaşma ortamını geri getirmek için bunun araçsallaştırılacağı ve teğmenlerin yapmış oldukları andın sanki bir disiplinsizlik gibi gösterileceği hiç aklımın ucundan geçmezdi. Ama maalesef Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün görev yaptığı Cumhurbaşkanlığı koltuğunda bugün oturan Sayın Erdoğan, bu işi sekiz gün sonra, bir siyaset konusu yapmaya, gencecik teğmenlerin onca emeğini çöpe atmaya, onların geleceğini karartmaya küçücük bir siyasi çıkar uğruna tenezzül etti. Ama onun yaptığı bu tenezzül, diğer taraftan aslında hangi duyguda ayrıştığımızı ve meseleye nereden baktığını da gösteren önemli bir ayraçtı.