Polonez İşçilerine Cemal Enginyurt ve Sera Kadıgil’den Destek: ‘Birleşe Birleşe Kazanacağız’

Polonez İşçilerine Cemal Enginyurt ve Sera Kadıgil’den Destek: ‘Birleşe Birleşe Kazanacağız’

Enginyurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a; “45 yıllık Cemal Enginyurt’u bile Sera Kadıgil ile komünistlerle beraber eylem yapar hale getirdin” diye seslendi. Enginyurt şunları söyledi:

Zulüm denizinde yüzemez gemi. Batırmazsak bize yazıklar olsun. Suçsuz yattığımız zindanlarda sizi yatırmazsak bize yazıklar olsun. Polenez sucuk fabrikasındaki işçinin hakkını savunmayanlara yazıklar olsun. Burada bir direniş var bu direnişi candan destekliyorum ama hakikaten gelirken gördüğüm manzaradan dolayı da üzüntümü saraydaki Recep abiye iletmek istiyorum. Recep abi, Polenez’de polislerin, İçişleri Bakanlığın öyle barikatlar kurmuş ki gözlerim yaşardı. Ne büyük devlet ne güçlü devletiz. 160 tane işçiye karşı öylesine bir kalkan oluşturmuşsun ki Türkiye ne büyük devlet diyesim geldi ama birden aklıma Yunan botları geldi. Polenez’deki işçiye kalkan koyana kadar Yunan botlarını engelleseydin ya. Maalesef Yunanlı Datça’da, Yunanlı Bodrum’da çay içmeye geliyor. ‘Bir gece ansızın Yunanistan’a gideriz’ diyenler Yunanlıyı gündüz, Datça’da, Bodrum’da misafir ediyor, hoşgörü gösteriyor ama Polonez’de sucuk fabrikasında çalışan işçiye biber gazı, ters kelepçe. Yetmiyor, işçinin hakkını, alın teri, kurumadan verin diyen peygamberin müftüsü olduğunu söyleyen gelip işçi düşmanlığı yapıyor. Adaletiniz batsın. Yazıklar olsun.

Güçleri işçiye yetiyor, güçleri teğmenlere yetiyor, güçleri çiftçiye yetiyor güçleri öğrenciye yetiyor ama güçleri hiçbir zaman krallık payitahtı taşıyan dostlarına yetmiyor. Suudi Arabistan kalleşken kardeş oluyor, Mısır darbeciyken kardeş oluyor. Birleşik Arap Emirlikleri FETÖ’cüyken kardeş oluyor, Ürdünlüyü savunmak için kardeş oluyorlar. Ama maalesef bir tek Türkiye Cumhuriyeti’nin emekçileriyle kardeş olamıyorlar yazıklar olsun. Şimdi burada bir emek mücadelesi var. Sendikal hak mücadelesi var. Recep Tayyip Erdoğan manda yoğurdu yiyip kestane balını ekmeğini sürerken bizi, sizleri hatırlamıyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan’ın adamları da sizlere hatırlamıyor. Onlar kime hizmet ediyor zengine hizmet ediyor. Onlar kime hizmet ediyor? İngiltere’deki tefecilere hizmet ediyor. Onların derdi millet değil. Onların derdi insan değil. Eğer öyle olsaydı kul hakkı yemezler. Komşusu aç iken karnı tok yatan bizden değildir diyen peygambere uygun bir ümmet olurlardı. Ama bunların din de kendine, diyanet de kendine, her şeyi kendilerine uygun bir hale getirilmiş. Ne istiyor bu insanlar? İnsanca bir sendikal hak, insanca yaşanacak bir maaş. İnsanca sosyal haklar, insanca sigorta hakları kazanılmış haklar istiyor.

Ama kendi oğlunu her şeyden çok düşünen, kendi milletinin insanını düşünmüyor. Boş ekonomist bir oğlu var boş ekonomist Bilal Erdoğan. Şimdi buradan Bilal’i anlatır gibi bir daha anlatalım. Başımıza ekonomist kesildi. EYT diyor, Türkiye’nin başına en büyük bela diyor. Oğlan kendi de EYT’den emekli olmuş utanmadan EYT’yi suçluyor. Niye? Babası öyle diyor ya. Onlar da EYT’li emekli düşmanlığına, işçi düşmanlığına devam ediyorlar. Onlar ne yaparsa yapsın bu millet susmayacak. Onlar ne söylerse söylesin. Bu millet susmayacak. Bugün burada sayınız az olabilir. 160 kişisiniz. Ama emin olun Türkiye’de milyonların yüreği sizinle çarpıyor. Türkiye’de milyonlar mücadelenizi destekliyor milyonlar dua yanınızda milyonlar yürekleriyle yanınızda. Ve göreceksiniz bir gün gelecek size burada sendikal hakkı layık görmeyenlerin saltanatları yıkılacak ve işçi iktidar olacak. Buradan saraya bir çağrıda bulunuyorum. Sosyal medya bakanı Ali Yerlikaya’ya bir çağrıda bulunuyorum. Bu işçilerden terörist çıkmaz. Bu işçilerden polise saldıran çıkmaz. Bu işçilerden devlet düşmanı çıkmaz. Sen devlet düşmanı arıyorsan, sağına soluna doldurduğun FETÖ’cülere bak. Sen devlet düşmanı arıyorsan Yunan botlarına bak. Dolayısıyla bu işçilerin etrafında polis kardeşleriyle bunları karşı karşıya getirme. O polisler bunların evladı, kardeşi, canları. Ama siz o kadar vicdansızsınız ki Emniyet Müdürünüzü buraya salıp Emniyet Müdürünüz aracılığıyla bu işçilere saldırganlık yapabiliyorsunuz.

Şunu unutmayın keser döner, sap döner, bir gün olur, hesap döner. O emniyet müdürü de hesap verecek, o İçişleri Bakanı da hesap verecek ve bu milleti yok sayan Recep Tayyip Erdoğan da bir gün gelip hesap verecek. Ve son olarak Ürdünlü firmaya sesleniyorum. Bugün Recep abin seni koruyor olabilir. Bugün Recep abin sayesinde bu 160 işçinin sendikal hakkını vermeyip despotizm yapıyor olabilirsin. Bugün sen güçlü olduğunu zannedebilirsin. Ürdünlü fabrika sahibi bir gün iktidar değiştiğinde bu işçinin hakkını senden sormazsak Allah hesabını bizden sorsun. Senden bunun hesabı sorulacak bunu böyle bilesin. İnşallah mücadelemiz başarıyla ulaşır diyorum. Recep Tayyip Erdoğan’a şunu söylüyorum; böyle baskıya devam ettikçe böyle zulme devam ettikçe kazanan olmuyorsun. Bak 45 yıllık Cemal Enginyurt’u bile Sera Kadıgil ile komünistlerle beraber eylem yapar hale getirdin. Geleceğin hiç parlak değil Recep Tayyip Erdoğan. Birleşe birleşe kazanacağız. Direne direne kazanacağız. Birleşe birleşe kazanacağız. Normalleşme yok. Yumuşama yok. Müzakere yok. Mücadeleye devam diyorum. Mücadelenizi canı gönülden destekliyorum. Sağ olun, var olun.

Exit mobile version