“Restorasyon Belgeleme ve Kültürel Mirasın Aktarımı” Programı Yapıldı

“Restorasyon Belgeleme ve Kültürel Mirasın Aktarımı” Programı Yapıldı

Programın açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Gökhan Yazgı, kültür varlıklarının korunmasında yapılan işin bir nevi doktorluk olduğunu belirterek, “Kültür varlıklarını gelecek nesillere doğru bir şekilde koruyarak, onararak, yaşatarak ve gerektiğinde de fonksiyon yükleterek miras bırakmak, Bakanlık olarak bizim ana görevimiz.” dedi.

Yazgı, restorasyon sürecine değinerek, şöyle konuştu:

“Restorasyon aslında koruma ilkeleri doğru bir şekilde tanımlanarak ve bu konuda uzman hocalarımızın rehberliğinde doğru teknikleri kullanıp, bazen yıkılmış bir yapıyı ayağa kaldırmak, bazen yıkılmak üzere olan bir yapıyı kucaklamak, bazen de var olan yapıyı gelecek nesillere daha sağlıklı bir şekilde götürme çabasıdır. Tabii teşhis, doğru teknikler çok önemli ve bu konuda ülkemizin son yıllarda gerçekleştirdiği bu çalışmalar, dünyada da yer tutuyor.”

Rami Kışlası gibi harabe bir yapıyı, yeniden ayağa kaldırıp, gençlerle buluşturma sürecinin kolay olmadığından bahseden Yazgı, “Kız Kulesi’nde de raspalara başladığımızda o çatlakları gördüğümüzde, hocalarımın acıyan gözlerle baktığını dün gibi hatırlıyorum. Galata Kulesi’nde ilk müdahalelere başladığımızda yüzlerce kamyon moloz atmıştık. Keza Rami Kütüphanesi’ne başladığımızda oradan çıkan atıkların çeşitliliği bizi ürkütmüştü. Zaman zaman ümitsizliğe de kapılmıştık, ‘burası yapılabilir mi diye’ ve şimdi dünyanın sayılı kütüphanelerinden biri haline geldi.” diye konuştu.

Restorasyon sürecinde en önemli aşamanın kültür varlıklarına doğru fonksiyon yükleyebilmek olduğunun altını çizen Gökhan Yazgı, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Restorasyon çalışmasını bitirdiğimiz bir yapı içerisinde bir nefes olmazsa, ne kadar iyi malzeme kullanırsak kullanalım, ne kadar özenli bir çalışma yürütürsek yürütelim, maalesef o yapının yaşaması şansı yok. İçerisinde bir nefes, bir duygu, bir koruma hissi olmalı. Gerek Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, gerek Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüz, gerekse Milli Saraylar bu konuda çok ciddi kararlarla, çok doğru hamleler yaparak, aslında bu yapıları ayağı kaldırıp, yaşamasına olanak sağladı.”

Exit mobile version