Durumdan şüphelenen mağdur kadın V.K.’yı araştırmaya başladı. Kliniğine gittiği doktorunun diplomasını fotoğraflayan B.K., diplomanın üzerinde yazan üniversiteye başvurarak gerçek olup olmadığını öğrenmek istedi. Diplomanın sahte olduğu cevabının üzerine ilgili kurumlarla da iletişime geçen V.K., kayıtlarda böyle bir doktorun olmadığını öğrendi.
Sahte doktora ameliyat olduğunu öğrenen kadın savcılığa suç duyurusunda bulundu. 3 sene önce açılan dosya yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kapatılırken, olayın peşini bırakmayan B.K., avukatı ile birlikte topladığı yeni delillerle tekrar suç duyurusunda bulundu.
Ameliyatında tanımadığı doktorların olduğunu söyleyen B.K., psikolojinin bozulduğunu, sağlık problemleri nedeniyle günlük hayatta zorluklar çektiğini dile getirdi. B.K., sorumluların en ağır cezayla yargılanmasını talep ederken, davanın avukatı Yiğit Kaymaz ise operasyonun yapıldığı hastanenin de olayın içerisinde olduğunu belirterek sorumluların en ağır cezayı alması için hukuk mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini ifade etti.
V.K.
Olayla ilgili konuşan mağdur kadın B.K., şunları söyledi:
“2021 yılında bir ameliyat olmaya karar verdim. Hemşire bir arkadaşımın aracılığıyla bir kliniğe gittim. Doktorla konuşmam neticesinde, Ankara’nın bilinen hastanelerinden birinde ameliyathane kiralayarak orada ameliyat yapıldığını öğrendim. Maddi detayları görüştüm ve ameliyat tarihime karar verildi.
Ameliyat sonrasındaki şüpheli davranışları beni endişeye düşürdü. Bir araştırma yapmak istedim. Yaptığım araştırmada kendisinin doktor olmadığını öğrendim. Hem Sağlık Bakanlığına hem de Tabipler Birliğine ulaştım. Klinik olarak kullandığı yerde drenlerimi çıkarttı.
O drenlerimi çıkarttığında diplomasını gördüm ve şüphelendiğim için fotoğrafını çektim. Diplomasını sorgulattım. Üniversite böyle bir doktorunun olmadığını, böyle bir mezun vermediklerini söyledi. Bununla ilgili savcılığa suç duyurularında bulundum ama delil yetersizliğinden dolayı ret geldi.”
B.K.