Seçer: Sayın Cumhurbaşkanı bize üvey evlat muamelesi yapmasın

Seçer: Sayın Cumhurbaşkanı bize üvey evlat muamelesi yapmasın

Suriye’deki son gelişmeleri değerlendiren Seçer, 2011 yılından beri Mersin’in en fazla göç alan kentlerden biri olduğunu kaydederek, “Bölgede bazı gelişmeler oldu ve birkaç günde olmuş gibi görünse de bunun projeksiyonu daha geriye dayanıyor. Çünkü iç politikada da bunun yansımalarını gördük. Bunun için de müneccim olmaya gerek yok. Özellikle Kürt meselesi konusunda bazı açılımların yapılması, İsrail tehdidinin burada anons edilmesi ya da bölgede bazı gelişmeler olabilecek dünyada barışı sağlamaya çalışırken, ‘Kendi içimizde mi barışamayacağız’ gibi aslında çok önemli notlar verildi. Bunlar, okuyabilenler için çok önemli ayrıntılardı” dedi.

Rejim değişikliği sonrası şu an belirsiz bir ortamın bulunduğunu dile getiren Seçer, “Geldiğimiz noktada orada meçhul bir durum ve farklı gelecek beklentisi içerisinde olan farklı gruplar var. Bir de şimdi İsrail tehdidi var; kendi başına okyanusun ortasında kaptanı olmadan, rüzgârını arkasına aldığı şekli ile devam eden bir yolculuğa çıkmış bir gemi hüviyetinde. Bu bizi endişeye düşürüyor ve bölgemizde tarihi bağlarımız var” diye konuştu. Seçer, devamında bu bölgelerde yaşayan sığınmacıların belli bir program dâhilinde kendi vatanlarına dönmesi gerektiğinin altını çizerek, rejim değişikliği ile birlikte bölgede ikinci bir göç dalgası tehlikesinin de olabileceğini söyledi.

Gelinen noktada Türkiye’nin olası bir yeni göç tehlikesi ve bazı gelişmelere karşı hazır olması gerektiğine dikkat çeken Seçer, söz konusu farklı yüksek beklentileri olan gruplar nedeniyle demokratik bir düzen sağlamanın kolay olmadığını söyledi. Başkan Vahap Seçer, “Her gün farklı gelişmeler oluyor. Dün farklıydı, önceki gün çok farklı, yarın da farklı olabilir. Bu olaylardan en çok etkilenen bir şehrin Belediye Başkanı endişesiyle bunları söylüyorum. Böyle bir tehlike olursa şehrimiz tekrar böyle bir düzensiz, plansız göçü almak zorunda kalırsa bu bize değişik komplikasyonlar yaratabilir” ifadelerini kullandı.

Seçer, Suriye’ye ilişkin CHP’nin tutumuyla ilgili “Suriye konusunda, komşu ülkelerimizde ya da dünyanın muhtelif yerlerindeki gelişmeler konusunda CHP’nin bir tutumu vardır. Bu tutum, partinin temel ilkelerinin çerçevesinden geçer. Sayın Genel Başkanımızın feraseti, gözlemleri, müktesebatı, konuları okuması ve anlaşılır bir dille kamu ile paylaşması oldukça önemlidir” dedi.

Başkan Seçer, Suriye’deki gelişmelerin henüz çok yeni olduğunu ve bir süre gözlem yapılmasının önemli olduğunu kaydederek “Suriye’deki gelişmeler çok yenidir, erken konuşmak bazı kişileri boşa düşürebilir. Bu hususta emin olduğum tek şey; Suriye’de de Türkiye’de de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır. Suriye’deki uygulamaları ne savunurum ne yererim. Bu konular şu anda ne benim konum ne de bunları konuşmanın yeri” ifadelerini kullandı.

Seçer, bugün gelinen noktada ‘Arap Baharı’ ve büyük resimde ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ bütün bu senaryoların bir parçası olarak gördüğünü söyledi. Dış politikada güçlü ve ferasetli isimlerin süreci iyi okuyacağına inandığını da sözlerine ekleyen Seçer, “Türkiye’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Savaş mecbur kalınmadıkça bir cinayettir!’, ‘Yurtta sulh, dünyada sulh’ sözleri çerçevesinde yürüteceği dış politikasının bize her zaman yarar getireceğini düşünüyorum” dedi.

Exit mobile version