Yılmaz, olayın yaşandığı gün kendisinin de görevde olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Biz aynı vardiyada çalışıyorduk. 17.15’te evden çıktım. Yanlış hatırlamıyorsam, 22.00 ya da 23.30 gibi telsiz sesi duydum. ‘Dudullu Polis Merkezi’ndeki polis yaralandı’ diye, hemen eşimi aradım. Açmadı, çok merak ettim. Oradaki silah arkadaşlarıma ‘ben burada duramıyorum, beni götürün’ dedim. Yolda giderken silah arkadaşım, ‘kardeşim vurulanlardan birisi de senin eşinmiş’ dedi. Öyle olunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne yapacağımı bilemedim.”
Haberi aldıktan sonra hemen hastaneye geçtiklerini anlatan Yılmaz, “Hastanede de diğer silah arkadaşlarım hep yanımdaydı. Müdürlerimiz geldi. Çok dua etik. O, şehit olmayı çok istiyordu. Birkaç kez biz aramızda konuşmuştuk. Önce ben olayım, sonra sen olursun diye. Öyle aldım haberini” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da Dudullu Polis Merkezi’nde motosiklet hırsızlığıyla ilgili gözaltına alınan, hakkında 26 ayrı suç kaydı olduğu öğrenilen Yunus Emre Geçti polis merkezinden kaçmış, görevli polis memurları K.H.S. ile Şeyda Yılmaz şüpheliyi yakalamak için peşine düşmüştü.
Şüpheli Yunus Emre Geçti, kısa süreli kovalamaca sonucu yakalanmış ve bu sırada arbede çıkmıştı. Zanlının polisin silahını alarak ateş etmesi sonucu polis memuru Şeyda Yılmaz şehit olmuş, polis memuru K.H.S. ile şüphelinin annesi P.G. (43) yaralanmıştı.
Gözaltına alınan ve emniyetteki işlemlerinin ardından Anadolu Adalet Sarayı’na sevk edilen şüpheli, “kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürme” suçundan tutuklanmıştı.