Özdağ, hükümetin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) noter gibi görmesini eleştirerek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye’nin prangalarından kurtulacağı ve yasamanın daha etkin olacağı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Konuşma haklarının İçtüzük bahane edilerek kısıtlandığını belirten Özdağ, bakanların sorulara cevap vermediğini söyledi.
Özdağ, vakfın Sayıştay denetiminin dışında bırakılacağını ve Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından denetlenmesinin yetersiz olacağını dile getirdi. Özdağ, “Sayıştayın bile denetleyemeyeceği ve başında da Dışişleri Bakanının olacağı söz konusu vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü nasıl denetleyecek?” diye sordu.
Özdağ, vakfın kuruluş amacını eleştirerek, Dışişleri Bakanlığı’na yan yollardan ticari işletme misyonu verildiğini savundu. Vakfın, yurtdışında ekonomik ve siyasi müdahalelere kapı aralayacağını belirten Özdağ, “Dışişleri Bakanlığımız gibi saygın ve kadim bir kurumumuza yan yollardan ticari işletme misyonu veriliyor.” dedi. Özdağ, ayrıca vakfın her türlü taşınır ve taşınmaz mal alımı yapabileceğini, üniversite ve akademi kurabileceğini belirterek, bunun paralel bir yapının oluşturulması için atılan kötü niyetli bir adım olduğunu vurguladı.