HTŞ’nin, Colani’nin (Acaba Golani ni?) “Bizim çocuklar” olduğu tartışılır ise de, Suriye Milli Ordusu (SMO)’nun bizimle sıkı – fıkı olduğunu biliyoruz.
Tereyağından kıl çeker gibi İdlib’ten yola çıktılar, Hama, Humus ve bir de bakmışız Şam’dalar… Ardından Tel Rıfat, Münbiç…
Bu kadar hızı kim tahmin ediyordu?
Ya da Esed’in tek kurşun atmadan Moskova’ya doğru firar edeceğini? Putin biliyor muydu, ya da Tahran?
Acaba biz biliyor muyduk, Cumhurbaşkanı Erdoğan Esed’e “Gel görüşelim” diye seslendiğinde Şam’da bir “kağıttan kaplan” oturduğunu?
Esed biliyor muydu, “Topraklarımdan çekilmeyi garanti etmezseniz görüşmem” derken, yönetiminin koflaştığının farkında mıydı?
Operasyona Amerika dahil, herkes sessiz kaldı, denebilir. Oysa operasyonu yürüten Heyet Tahrirü ş-Şam (HTŞ) gözaltında bir kuruluştu. “Terörle iltisakı”ndan söz edilirdi. Lideri Colani 5 yıl Irak’ta hapishanede kalmıştı. Colani, operasyon sırasında ve sonrasında bir terör örgütü lideri gibi değil, çoğulcu bir sistem önerisi ile geliyor gibi son derece ılımlı mesajlar verdi. Colani’nin böylesine bir değişimin insanı olduğunu bilen var mıydı?
Rusya’nın sonunda kendisinin Suriye’deki varlığını da ilgilendiren böyle bir operasyondan rahatsız olması beklenirdi, sanki olan bitene razı imiş gibi ya da olan bitenin sonunda kendi pozisyonunun korunacağından eminmiş gibi ya da artık Ukrayna’daki sıkışmışlık sebebiyle Esed gibi yapacağı bir şey kalmamış ve başına geleceklere razı imiş gibi davrandı.
Amerika’da bir lider değişimi süreci yaşanıyor. Ama orası öncelikle İsrail’in güvenliğinden emin bir görüntü içinde kaldı. Sonra YPG-PYD yapılanması konusunda hassasiyetini seslendirdi. Sanki Colani’den haberdardı.
İsrail de tedirgin değil, hatta “İran gailesi”nin en azından Suriye boyutundan emin hale gelmiş gibi… Süreçte “Gazze’nin unutulmuşluğu” gibi bir durumun ortaya çıkması da Netanyahu’yu keyiflendirmiş olabilir mi? Ne dersiniz, bizlerde de Suriye heyecanı arasında “Gazze heyecanı” düşmüş olabilir mi?
İran dalı-budağı kırılmışlık yaşıyor Suriye zemininde… Nerede ise herkes İran’ın Esed’le birlikte “Suriye kaybı”ndan memnun. İsrail memnundur elbet, bizim kamuoyu da bir hayli memnun… Ne de olsa, yıllar içinde işlenmiş günahlar var.
Biz, Türkiye olarak nerelerdeyiz?