Elazığ il sınırları içinde yer alan Harput Kalesi, Urartular dönemine kadar uzanan tarihiyle dikkat çekiyor. M.Ö. 8. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen kale, tarih boyunca Persler, Romalılar, Bizanslılar, Artuklular, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Bu da kaleyi adeta açık hava müzesi haline getiriyor.
Kalenin inşasında kullanılan taş bloklar ve harçta süt kullanıldığına dair rivayetler, Harput Kalesi’ne “Süt Kalesi” adının verilmesine neden olmuştur. Kalede, dönemlere ait surlar, sarnıçlar ve kale içi yapılar hâlâ ayakta durmaktadır. Kaleyi gezenler sadece taş yapılar değil, aynı zamanda köklü bir geçmişle de karşılaşır.
Harput Kalesi çevresinde mutlaka görülmesi gereken birçok tarihi yapı da bulunuyor. Bunların başında Meryem Ana Kilisesi, Ulu Camii, Arap Baba Türbesi ve Kurşunlu Cami geliyor. Aynı zamanda bölge, ziyaretçilere Harput’un kadim kültürünü hissettiren müzeleriyle de öne çıkıyor. Kaleyi ziyaret edenler, sadece bir mimari yapı değil, zengin bir kültürel mirasa da tanıklık ediyor.
Gerek yerli gerekse yabancı turistlerin ilgisini çeken Harput Kalesi, Elazığ’ın turizmine önemli katkı sağlıyor. Özellikle son yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarıyla daha da dikkat çekici hale gelen yapı, yılın her döneminde ziyaret edilebiliyor.
Harput Kalesi, sadece tarih meraklıları için değil; aynı zamanda doğayla iç içe zaman geçirmek isteyenler için de eşsiz bir rota. Kale çevresinden Elazığ Ovası’nın eşsiz manzarası izlenebilirken, gün batımında ortaya çıkan atmosfer ziyaretçileri adeta büyülüyor.