TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap, doğal afetlerin insan eliyle, özellikle de sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyen yöneticiler eliyle, felakete dönüştüğünü söyledi. 17 Ağustos depreminin ardından yayımlanan raporlardaki sorunların 25 yıl sonra katlanarak yaşandığına dikkat çekti.
Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz, kentte yaşadıkları sorunları dile getirdiklerinde sağlık otoritesinin rahatsız olmasına tepki gösterdi ve sorunları Kayseri örneği üzerinden aktardı:
“Resmi verilere göre Kayseri’de 103 saniyede 63’ü hekim 24 bin 147 insan ölmedi. 5 hekim halen kayıp değil. Kent nüfusu 141 bin 403 azalmadı. 89 bin 25 bina kullanılamaz hale gelmedi. 13 bin 517 bina yıkılmadı. 12 hastane işlevsiz hale gelmedi. 56 ASM yıkılmadı. 217 konteyner kentte 177 bin insan yaşamıyor. Aile hekimlerinin maaşları yarı yarıya düşmedi. Hastanelerde çalışan hekimlerin ve sağlık emekçilerinin gelirleri diğer illere göre yüzde 30 azalmadı. Aile hekimliği kadroları boş kalmadı.
Mobbinge varacak düzeyde denetimler yapılmadı. Hekimler istifaya ve göçe zorlanmadı. Tıp fakülteleri hastanelerinin plastik cerrahi, göğüs cerrahisi, tıbbi onkoloji bölümleri hoca ve asistan hekim yokluğundan kapanmadı. Yıkımlar usulüne göre yapıldığı için halk, asbest içeren toz solumadı. Şebeke suyu içilemez hale gelmedi. Barınma sorunu ve rezerv alanlar için her hafta 2-3 eylem yapılmıyor. İnsanlar zeytinleri korumak için eylem yapmak zorunda kalmadı. Her mahalleye beton santrali kurulmadığı için insan ve çevre sağlığı olumsuz etkilenmiyor. Kısacası Kayseri’de çevreye, hayvana, zeytine, sağlığa ve insana sahip çıkılıyor.”
Raporun sunumunu TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali Kanatlı yaptı. Sağlık sistemindeki yıkımı hem somut veriler hem de sağlık emekçilerinin aktarımları eşliğinde paylaştı. Kamu otoritesinin TOKİ eliyle yürüttüğü projelere dikkat çeken Kanatlı; projelerde sağlık kurumlarında gerektiği ölçüde yer ayrılmadığını, yer ayrıldığında ise açıkça ayrımcılık yapıldığını kaydetti.
Koruyucu sağlık hizmetlerindeki durumu bebek-çocuk sağlığı, kadın sağlığı, yaşlı sağlığı, ruh sağlığı, işçi sağlığı ve mülteci sağlığı başlıkları altında kısa kısa paylaşan Kanatlı; sözlerinin devamında ise ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde ve tıp eğitiminde yaşanan sorunları aktardı. Kanatlı, kontrolsüz-güvensiz enkaz kaldırma-taşıma, uygun olmayan moloz dökümü, toz yığınları, sayısı her geçen gün artan taş ocakları ve beton santralleri örnekleri üzerinden de çevre sağlığının alenen yok sayıldığını ifade etti.
Türkiye’de her doğan bin bebekten 10’unun öldüğü belirtilen raporda, deprem öncesi Hatay’da bu oran, binde 10,0 iken deprem sonrası 20.3’e yükseldiği tespitine yer verildi. Raporda, Malatya’da deprem öncesi binde 10.4 olan bebek ölüm oranlarının 11.5’e, Gaziantep’te 15.9’dan 17.7’ye, Kahramanmaraş’ta11.6’dan 20.8’e Adıyaman’da ise 10.7’den 23’e çıktığı kaydedildi.