Mentör, işe yeni başlayanlara ya da yeni bir sorumluluk üstlenenlere tavsiyeler verir ve kendi bilgi, birikimlerini aktarır. Aynı zamanda kişinin karşılaşması muhtemel durumlarda kriz yönetimini nasıl yapacağı konusunda da deneyimlerini aktarabilir. Mentörlük yapılan kişiye de “Menti” deniyor.
….
Türkiye’nin şu anda Suriye’deki görüntüsü “Mentörlük” olarak tanımlanabilir ya da dışardan bakınca öyle göründüğü söylenebilir.
Şu andaki Suriye gerçeğine bakıldığında, Rusya ve İran’ın böylesine kolay diskalifiye olması çok ilginç. Bunca yıl bu iki ülkenin Suriye’deki etkinliklerinin sürmüş olması da ilginç.
HTŞ’nin “Hadi yürüyelim, Esed’in düşme vakti geldi” diyerek karar anına gelmesi de ilginç olmalı. Bu kararların da Dünyanın, özellikle Türkiye’nin bilgisi dışında olması söz konusu olmamalı.
Her durumda, yaşanan Suriye olayında Türkiye’nin belirleyici rol oynadığı açık.
Türkiye ne kadar zamandır HTŞ liderliği ile sıkı temasta bu bilinmese de son operasyondaki birlikteliğin çok yeni olmadığını tahmin etmek zor değil.
Mentörlükte Türkiye’nin ana çıkış noktasının “Suriye’nin toprak bütünlüğü” tezi olması oldukça stratejik bir basamak. Bu, kimse tarafından kolay karşı çıkılamayacak tutarlı bir tez.
Suriye için hayati, Türkiye için hayati.
Bu arada, Türkiye’nin mentörlükte, HTŞ’nin alana hakim olması ve bunda Türkiye’nin rolünün farkında olması gibi hususları da dikkate alacağı tahmin edilebilir. Çünkü her durumda Türkiye’nin süreçte belirleyici rol oynadığı açık.
Türkiye’nin Suriye önceliklerinden birisinin “PKK’dan gelecek güvenlik tehdidi”ni bertaraf etmek olduğu açık. Dışişleri Bakanı Fidan bütün açıklamalarında bunun altını çiziyor.
Suriye’nin toprak bütünlüğü ayrıca, en uzun sınırların bulunduğu bir ülkenin “istikrarı” için elzem. Çünkü o istikrar, Türkiye’nin komşusundan emin olması imkanını da sağlamış olacak.