Nöbet sırasında yaptığı konuşmada ağabeyi Serhan Özer’in çocuğunun dünyaya geleceği haberini paylaşan Ahmet Özer’in kızı Seraf Özer ise şöyle konuştu:
“Bugün aslında babamın bile henüz haberi yok ama buradan bunu sizlerin, ailemin arasında babama duyurmak istedim. Babacığım bugün ikinci kez dede oluyorsun. Böyle bir günde bizi senden, seni torunundan mahrum eden düzene isyan ediyorum ve hakkımı helal etmiyorum. Kuvvetli olmayan adalet aciz, adil olmayan kuvvet ne zalimdir, değil mi dostlar? İşte tam da bugünlerden geçiyoruz. İşte bugün o zulmün başka bir boyutunu yaşıyoruz. Bir yanım bu düzeni bozuk sisteme isyan ederken bir yanım ise keskin bıçak olmak için çok çekiç yemek gerekir diyor. Dimdik burada olduğum gibi daha da güçleniyorum… Sana yapılan bu haksız hukuksuza, vicdanlı ve onurlu her insanın karşı çıktığını biliyorum.
Dolayısıyla bu yüzden yalnız olmadığımızı biliyorum. Zannetmesinler ki meydandan ibaret.Yani biz yolda yürürken, esnafından, Esenyurt halkındaki bir paydaşa kadar bu sürece dair sitemlerini, vicdanlara mahkum edildiğini zaten belirtiyorlar. Bu siyasi kumpas, kamuoyu vicdanda mahkum olmuştur dostlar. Bunu artık onlar da biliyorlar. Hak kuvvettir ama hakkı, hukuku tanımayanlar için, kuvvet haktır. Yani kuvvetli olan haktır. Çünkü yasa da güç de onların elinde olduğu için kimse onu yargılamıyor. Daha sonra da adına hukuk diyorlar. Bugün yaptığınız bir zulmün, bir tek kişiyi değil, dolaylı olarak koca bir aileyi nasıl etkilediğini görün istiyorum. Bugün ateş evine düşmeden sesi çıkmayanlara sesleniyorum. Zalimliğe meyletmeyin. Sonra size de ateş dokunur. İlk günden beri söylüyorum. Zulme susan, dilsiz şeytandır. Bu süreci miş gibi göğüsleyen dilsiz şeytandır. Bu ah meselesi değildir. Bu toplumsal bir meseledir. Bu demokrasi mücadelesidir. Kemire, kemire elimizden almak istedikleri demokrasiden bir tek elde seçme ve seçilme hakkımız kalmış iken bugün seçme ve seçilme iradesine yapılan darbeye sessiz kalınmamalıdır.
64 yaşında eli kalemden başka hiçbir şey tutmamış, canla, başla halkı için çalışmış bir profesörü, teşekkürler, takdirler yağdırdığınız, baş üstünde tuttuğunuz bir profesörü bugün haksız ve hukuksuz gerekçelerle tutuklu tutuyor olmanız bugün ikinci kez dede oluyorken onu torunundan mahkum ettiniz. Soruyorum. Evinize gittiğinizde çocuklarınızın, eşlerinizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Vicdan sınıfta kalmıştır. Son olarak sevgili yeğenime, buradan tarihi bir not düşmek üzere. Ona ilk duygularımı paylaşmak istiyorum. Sevgili yeğenim bugünlerde çivisi çıkmış bu dünyaya hoş geldin. Deden onurlu ve şerefli bir baba olarak anlatmaya ve yazmaya değer bir hayat inşa ederken bizi de sevgiyle ve daima kucaklayarak büyüttü.
Bize her şeyden önce iyi bir insan olmaya şiar ettirdi. Vicdanı, dürüstlüğü, neşesiyle gönüllerde hep yer edindi. Eli kalemden başka bir şey tutmamış, hayatını ilme ve bilime adamış, halkı için can veren çalışmış dedem bugün haksız ve hukuksuz 58. gününde bir bedel ödüyor. Senin ve arkadaşlarının geleceği için. Halan, olarak sana söz veriyorum. Kardeşçe yaşamak için, demokrasi için, hukukun üstünlüğü için ve bu karanlık günleri asla yaşamaman için bu düzen değişene kadar da mücadele edeceğim. Daima mücadele edeceğiz.”