Burada konuşan Bayraktar, pamuğun hem üretildiği bölgenin gelişmesine hem de sağladığı istihdamla ülke ekonomisine önemli katkı sunduğunu söyledi.
Pamuğun lif, tohum, yağ, küspe gibi asıl ve yan ürünleriyle tekstil, hazır giyim, bitkisel yağ ve yem başta olmak üzere birçok sektöre ham madde oluşturduğunu belirten Bayraktar, Türk tekstil ve hazır giyim sanayilerin kuruluşunda ve hızla gelişerek bugünkü seviyelere gelmesinde yerli pamuk üretiminin yani çiftçilerin önemli rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde 2023 yılı verilerine göre 22 ilde üretimi gerçekleştirilen ve nisan ayı sonu itibarıyla ekimi yapılan pamukta hasat devam ediyor. Yaklaşık 4,8 milyon dekar alanda üretimi gerçekleştirilen pamukta geçtiğimiz yıl çiftçilerimiz 2,1 milyon ton kütlü pamuk üretti. Bu yıl ise Türkiye İstatistik Kurumu birinci tahmin verilerine göre 2,2 milyon ton seviyesinde üretim tahmin ediliyor. Ülkemizde pamuk üretiminin tamamına yakını Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi ile Çukurova ve Antalya yörelerinde yapılıyor. İl bazında baktığımızda ise pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 42’sini Şanlıurfa, yüzde 14,5’ini Diyarbakır, yüzde 11,5’ini Aydın, yüzde 9’unu Hatay ve yüzde 5,5’ini İzmir gerçekleştiriyor. Söz konusu 5 il toplam üretimin yüzde 82’sini gerçekleştiriyor. Pamukta son beş yılda ortalama ekim alanı 4,6 milyon dekar. Dünyada 2024-2025 üretim sezonunda Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre 26 milyon 332 bin ton lifli pamuk üretimi olacağı tahmin ediliyor. Bu üretimin yaklaşık yüzde 3’ünü ülkemiz sağlıyor.”
Türkiye’nin Çin, Hindistan, ABD, Brezilya, Pakistan ve Avustralya’dan sonra pamuk üretiminde 7’nci sırada geldiğini belirten Bayraktar, “Ülkemizde 2022 yılında 886 bin ton olan lifli pamuk üretimi 2023 yılında 700 bin tona geriledi. Aynı yıl 732,4 bin ton pamuk ithal edildi. Bu ithalat için 1 milyar 631 milyon dolar ödedik. 2024 yılında lifli pamuk üretiminin 750 bin ton olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğinin önemini vurguluyor.” diye konuştu.
Bayraktar, pamukta ekim alanındaki değişimin çiftçilerin kazancı, ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkili olduğuna işaret etti.
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Pamuğa, Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle sanayi ürünü kabul edildiği için gümrük vergisi koyamıyoruz. Dünya pamuk fiyatlarındaki düşüş iç piyasada pamuk fiyatlarını doğrudan etkiliyor ve fiyatları düşürüyor. Pamuk bir sanayi ürünü değildir, tarım ürünüdür. Gümrük Birliği Anlaşması revize edilmeli, pamuk tarım ürünü olarak değerlendirilmelidir. Çiftçilerimiz iç piyasada pamuk fiyatlarında son üç yıldır umduğunu bulamadı. Bu yıl da umduğu fiyatı alamazsa önümüzdeki sezon üretim miktarında azalma olacaktır. Girdi fiyatlarındaki artışlardan çiftçilerimizin en az seviyede etkilenmesi için kilogram başına üç yıldır 1 lira 60 kuruş olarak ödenen prim artırılmalı, üreticilerimiz korunmalıdır. Pamuk üretimini geliştirmenin yolunun desteklemeden geçtiği ve desteklemenin de ülkemiz pamuk üretiminde istikrarın temeli olduğu unutulmamalıdır.”