Deprem verilerinden yararlanarak depremin zamanı, büyüklüğü, yeri, derinliği, enlem ve boylamı gibi parametrelerin belirlenip kamuoyuyla paylaşıldığını ve veri tabanına kaydedildiğini belirten Özmen, bu verilerin analiz edilip istatistik yöntemleriyle incelendiğini ve gelecekte meydana gelebilecek depremlerin büyüklüğü ve hangi bölgelerde oluşabileceğinin belirlenmeye çalışıldığını aktardı.
Doç. Dr. Özmen, böylece ülkede deprem tehlikesinin ortaya konulduğunu ve deprem riskine karşı her türlü çalışmanın çok daha sağlıklı, etkin ve verimli şekilde yapılmasına katkı sağlandığını belirtti.
Yılın deprem verilerini paylaşan Doç. Dr. Özmen, şöyle konuştu:
“Türkiye genelinde meydana gelen deprem verilerine göre, 2024’ün ilk altı ayında (1 Ocak – 30 Haziran) 94 tanesi 4,0-4,9 büyüklüğü arasında, 5 tanesi 5,0-5,9 büyüklüğü arasında olmak üzere toplam 17 bin 343 deprem meydana geldi. Bu depremlerin 3 bin 409’u ocak ayında, 3 bin 207’si şubatta, 3 bin 17’si martta, 2 bin 697’si nisanda, 2 bin 730’u mayısta, 2 bin 283’ü de haziranda oldu. Bu verilere göre geçen 6 ayda en fazla deprem, ocak ve şubat aylarında görüldü. Ülkemiz günde ortalama 95 depremle sarsıldı. Bu depremler nedeniyle 1 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi de yaralandı.”
Özmen, yılın ilk altı ayında meydana gelen en büyük depremin, 18 Nisan’da 5,6 büyüklüğündeki Sulusaray-Tokat depremi olduğuna işaret ederek, Tokat’ta 5 kişinin yaralandığını, 20 ev ve iki minarenin yıkıldığını ve 283 binanın hasar gördüğünü, depremden etkilenen Yozgat’ta da 1 binanın yıkıldığını ve 169 binada hasar meydana geldiğini anımsattı.
Özmen, yılın ilk yarısında yaşanan depremleri il bazında da değerlendirerek, “2024’ün ilk 6 ayında en fazla depremin 3 bin 78 deprem ile Malatya’da meydana geldiğini görüyoruz. Bu ili sırasıyla 2 bin 599 depremle Kahramanmaraş, 1153 depremle Muğla, bin depremle İzmir, 814 depremle Adıyaman ve 645 depremle Çanakkale illeri izledi.” bilgisini verdi.
Doç. Dr. Özmen, deprem risklerinin önlenmesi için 2003-2004 yıllarında dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, geçen yıl da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca “Deprem Şura”ları düzenlendiğini anımsattı.
Geçen yılki şurada depremin daha çok kentsel dönüşüm boyutuyla ele alındığına işaret eden Özmen, şunları kaydetti: