Huzursuz Bacak Sendromu’nun toplumda görülme sıklığının %10-15 oranında olduğunu belirten Dr. Daldal, hastaların rahatsızlıklarını ifade etmekte güçlük çektiği için farklı branşlarda tedavi arayışına girdiklerini söyledi.
HBS tanısının, klinik gözlemlerle konulabileceğini ifade eden Dr. Daldal, tanıyı kesinleştirmek için dikkat edilmesi gereken kriterleri şu şekilde sıraladı:
Bacaklarda karşı konulamaz bir hareket ettirme isteği, bu isteğin harekete geçme ile azalması, dinlenme durumunda artış göstermesi ve belirtilerin akşam saatlerinde daha belirgin hale gelmesi. Bu bulguların varlığı, HBS tanısının netleştirilmesinde kritik bir rol oynuyor.
Dr. Daldal, HBS belirtilerinin başlangıçta tek taraflı olabileceğini ancak zamanla her iki bacağı da etkileyebileceğini belirtti. Hastaların yarısında, kollarda da benzer belirtiler görülebileceğini ifade etti. Ayrıca, HBS yaşayan bireylerin bu hisleri tanımlamakta zorlanabildiğini belirten Dr. Daldal, hastaların genellikle “bacaklarım kıpraşıyor”, “kramp girecekmiş gibi” veya “elektriklenme hissi” gibi ifadeler kullandığını kaydetti.
HBS tedavisinin temelinin, altta yatan nedenleri tespit etmek olduğunu belirten Dr. Daldal, özellikle demir eksikliği gibi nedenlerin araştırılması gerektiğini söyledi. Dopamin agonistleri gibi tedavi yöntemlerinin de etkili olabileceğini ifade eden Dr. Daldal, bu sendromun hayat kalitesini düşürdüğünü ve uyku düzenini olumsuz etkilediğini vurguladı. Erken tanı ve doğru tedaviyle hastaların şikayetlerinin büyük ölçüde kontrol altına alınabileceğini belirterek, hastaların nöroloji uzmanlarına yönlendirilmesinin önemine dikkat çekti.