Beta Kuşağı, teknolojik yeniliklerin doruk noktaya ulaştığı bir dönemde büyüyecek. Z Kuşağı’nın analogdan dijitale geçişe tanıklık ettiği gibi, Beta Kuşağı da yapay zeka, robotik sistemler ve dijital entegrasyonun günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olduğu bir dünyada yaşayacak. Bu nedenle, ultra yüksek teknolojik akıcılık ve yapay zeka destekli yaşamın doğal bir parçası olmaları bekleniyor.
Beta Kuşağı, teknolojinin getirdiği kolaylıkların yanı sıra iklim değişikliği gibi küresel sorunların yükünü de devralacak. Monash Gençlik Politikası ve Eğitim Uygulama Merkezi Direktörü Lucas Walsh, bu neslin iklim değişikliğinin somut etkileriyle karşı karşıya kalacağını belirterek, küresel ısınmayı durdurma konusunda yeterli adımların atılmamasından endişe duyduğunu ifade ediyor.
t24’ün haberine göre, Melbourne Üniversitesi’nden sosyoloji profesörü Dan Woodman, Beta Kuşağı’nın, toplumsal kurumlara duyulan güvenin zayıfladığı bir dönemde büyüyeceğine dikkat çekiyor. “Demokrasinin ve diğer büyük kurumların sorgulandığı bir dünyada yaşamalarının bu nesli nasıl şekillendireceğini görmek ilginç olacak” diyen Woodman, bu neslin yalnızca kendi çağını değil, yüzyılları şekillendiren toplumsal yapıları da dönüştürebileceğini vurguluyor.
Küresel nüfusun yüzde 16’sını oluşturması beklenen Beta Kuşağı, 22. yüzyılı görebilecek kadar uzun bir yaşam süresine sahip olacak. Bu nedenle, sadece günümüzü değil, geleceğin dünyasını da önemli ölçüde etkileyecekler. Onların yaşam deneyimleri, bugünün teknoloji, çevre ve toplum politikalarının mirasını şekillendirecek.
Beta Kuşağı’nın ilk bireyleri, 2025’te dünyaya merhaba diyor. Bu yeni nesil, küresel zorlukların ve fırsatların ortasında, geleceği inşa edecek bir nesil olarak şimdiden merak uyandırıyor.