Global Kamu İlişkileri Genel Müdürü Begüm Mutuş, Liderler Zirvesi kapsamındaki “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni Tasarlamak: Eşitlik Hedeflerine Ulaşmak için Pratik Araçlar” panelinde önemli mesajlar verdi. Yıldız Holding’in fırsat eşitliği temelli ilham veren çalışmalarının katılımcılara paylaşıldığı etkinlikte, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar) kapsamında belirlenen 2030 hedefleri için iş dünyasının katkısı da masaya yatırıldı.
Yıldız Holding’in Kadın Platformu’nun çizdiği rotanın pek çok şirket tarafından izlendiğini kaydeden Mutuş, tüm etki programlarının hedefinin kadınların ekonomiye katılımını sağlamak olduğunu söyledi.
“Dünya artık insanlığın yarısının yeteneklerini israf etmeyi kaldıramaz.” diyen Mutuş, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya genelindeki şirketlerin üçte birinden fazlası kadınlara ait olmasına rağmen söz konusu işletmelerin küresel satınalma pazarına erişimi çok düşük. Sürdürülebilir bir geleceğin kadınların küresel iş gücüne ve ekonomiye katılımıyla mümkün olacağına inanıyoruz. Kadın girişimcilerin ve değer zincirindeki kadınların desteklenmesini, kadınların ekonomiye katılımını artırmanın en önemli yollarından biri olarak görüyoruz. 2022’den beri BM Kadın Girişimciliğini Hızlandırma Programının (WEA) stratejik ortaklarından biriyiz ve tüm şirketlerimizde kadın girişimciliğini desteklemek için uzun soluklu projeler yürütüyoruz. Bu önemli zirvede bulunmamızın amacı da Kadın Platformumuz çatısı altında yürüttüğümüz sosyal etki odaklı çalışmalarımızla hem diğer kurumlara ilham vermek hem de dünya liderlerine fırsat eşitliğine yönelik harekete geçme çağrısında bulunmak.”
Mutuş, fırsat eşitliğiyle ilgili proje geliştirmek isteyen global şirketlerin yöneticileriyle Yıldız Holding Kadın Platformu’nun yürüttüğü çalışmalarla elde eden içgörüleri paylaştı.
Tüm çalışanlar arasında kapsayıcılık ve çeşitlilik kurum kültürünü yaygınlaştırmanın önemine değinen Mutuş, “Fırsat eşitliği odaklı girişimlerin üst yönetim tarafından sahiplenilmesinin ve uygulanmasının büyük önem taşıdığını belirterek bu kültürün kişilerden bağımsız olarak kalıcı, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğini unutmamalıyız.” dedi.