Naif Seyidoğlu, organik balın tanımını yaparken, balın tamamen doğal ve katkı maddesi içermediğini vurguluyor. Seyidoğlu, organik balın üretim sürecinde arıya hiçbir şekilde müdahale edilmemesi gerektiğini belirtti. “Arıya müdahale edilmemeli” diyen Seyidoğlu, balın gerçek organik olabilmesi için arının kendi işçiliğinin ve doğal ortamının korunması gerektiğine dikkat çekti. Seyidoğlu, “Balın organik olması için mumun tüm işçiliği arıya ait olmalı ve arıcı bu sürece müdahale etmemelidir. Arının sağlığını korumak için ilaçlama işlemini sadece hasattan sonra yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Seyidoğlu, organik bal ile sahte bal arasındaki farkları anlamanın bazı basit yollarını paylaşıyor. Organik balın boğazda yakıcı bir etkisi olduğunu ve yüksek prolin değerine sahip olduğunu belirten Seyidoğlu, “Organik bal yendiğinde boğazı yakar ve bu balın kalitesini gösterir. Ayrıca, organik balın prolin değeri yüksek olur” dedi. Buna karşın, sahte balların prolin değerinin düşük olduğunu ve boğazda aynı etkileri yaratmadığını ekledi.
Seyidoğlu ayrıca, organik balın sıcak ya da soğuk tüketilmesinin farklı etkiler yarattığını da belirtti. “Soğukken tüketilen organik bal ishal yapabilirken, sıcak tüketildiğinde ishal kesici etkisi vardır” diye açıkladı. Organik balın ayrıca hücreleri yenileme ve bağışıklık sistemini güçlendirme gibi sağlık faydaları sunduğunu vurguladı.
Sahte balların genellikle daha az sert olduğunu ve boğazda yakıcı bir etki yaratmadığını ifade eden Seyidoğlu, “Şekerli ve sahte ballarda bu tür etkiler görülmez. Organik ballar, toksinleri vücuttan atma ve bağışıklık sistemini güçlendirme gibi önemli sağlık yararlarına sahiptir,” dedi. Seyidoğlu, organik balların değerli olduğunu ve “Dünyanın en güzel çiçeği burada yetişiyor, bu nedenle balımız çok değerlidir” şeklinde ekledi.