Zafer Partisi’nin İkinci Olağan Kongresi… Özdağ: ‘Esad gitmeden Suriyelileri gönderemeyiz’ bahanesi ortadan kalkmıştır

Zafer Partisi’nin İkinci Olağan Kongresi… Özdağ: ‘Esad gitmeden Suriyelileri gönderemeyiz’ bahanesi ortadan kalkmıştır

Zafer Partisi İkinci Olağan Büyük Kongresi, Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapıldı. Kangrede, tek genel başkan adayı, mevcut Genel Başkan Ümit Özdağ. Özdağ, salona girerken “Bozkurt Ümit” sloganıyla karşılandı. Kongrenin açılışında salonda Andımız okundu. Kongre yoklaması ve divan teşkili için Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Şahsuvaroğlu kürsüye çıktı ve Cezmi Polat başkanlığındaki divan kurulu oy birliğiyle kabul edildi.

Divan kurulunca, Anıtkabir’i ziyaret edecek heyet anons edildi. Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, faaliyet raporunu okudu. Üzerinde lehte ve aleyhte söz alan olmayan faaliyet raporu, oy birliğiyle kabul edildi. Ardından maliyet raporu okundu ve oy birliğiyle kabul edildi. Tahmini bütçe raporu da okundu, oylandı ve oy birliğiyle kabul edildi.

Kongrenin açış konuşmasını Zafer Partisi Lideri Özdağ yaptı. Özdağ, tüm gençleri sahneye davet etti ve konuşmasını kürsüde gençlerle birlikte yaptı. Özdağ’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:”Bu kongre, 8 ila 12 bin lira arasında bir ölüm maaşı alan emekli, dul ve yetim kardeşlerimizin kongresidir. Bu kongre, asgari ücretle çalıştığı işine sabahın köründe tıklım tıklım otobüsle, metrobüsle giden, öğlen şirketin verdiği yemeğin yanındaki elmayı, portakalı yemeyip onu akşam evine getirip eşine ve çocuklarına yediren Türk emekçisinin kongresidir. Bu kongre, her hafta semt pazarına gidip, esnaf esnaf dolaşıp, elindeki torbaya koyacağı sebze bulmak için çalışan ancak o torbanın üçte birini doldurabildikten sonra eve dönüp kara kara eşine ve çocuklarına ne yemek pişireceğini düşünen Türk kadınının kongresidir. Bu kongre, aldığı malı sattığı zaman yerine yenisini koyamayan, Mehmet Şimşek’in vergileri altında ezilen, ekonominin kan damarını oluşturan Türk esnafının kongresidir. Bu kongre, Büyükşehir Yasası ile köyü mahalle olan, üretimden koparılan, hakkı olan mali desteği AKP hükümetinden alamayan Türk köylüsünün, çiftçisinin kongresidir. Bu kongre, ülkesine 2011 sonrasında dünya tarihinin görmüş olduğu en büyük göçlerden birisiyle milyonlarca sığınmacı ve kaçak getirilen huzuru bozulan, sefalete sürüklenen Türk halkının kongresidir. Bu kongre, kutlu vatanın dağlarında yıllardan bu yana milletimize emperyalizm adına kurşun sıkan, katliamlar yapan terör örgütüyle mücadele eden kahraman korucuların, askerlerimizin, aziz şehitlerimizin, sevgili gazilerimizin, Mustafa Kemal’in teğmenlerinin, üsteğmenlerinin, yüzbaşılarının, albaylarının, generallerinin kongresidir. Bu kongre Amasya, Erzurum, Sivas kongrelerinin devamı olan kongredir.”

“Bu kongreden Barzani’ye, Selahattin Demirtaş’a, Abdullah Öcalan denilen teröriste selam çıkmaz. Bu kongreden işçiye, esnafa, köylüye, gençliğe ve Mustafa Kemal’in teğmenlerine selam çıkar. Bu kongreden deve sidiği içenlerle, dinlerarası diyalogçularla paralel devlet kurulması da çıkmaz. Bu kongreden hedefe ulaşmak için papaz elbisesi giyenler çıkmaz. Bu kongreden ancak Mustafa Kemal’in kalpağıyla hedefe ulaşılır.”

“Şimdi diyeceksiniz ki ‘Neden böyle küçük bir salon seçtiniz?’ Büyük salonlara paramız yetmediği için burayı seçtik. Yoksa biz de biliyoruz salonların dolduğunu. 28 ay önce Zafer Partisi’ni kurduğumuzda, ‘Türkiye’de 120 tane parti var. size ne gerek var’ diyorlardı. Sonra bize ‘ırkçı, faşist, Arap düşmanı, İslam düşmanı’ diye saldırdılar. Kumpasları yıktık, baskıları aştık. Medyada ambargolar uygulandı. En ağır şartlar altında iki büyük seçime girdik. Ciddi hiçbir kaynağımız olmadığı halde 1 milyon 200 binin üzerinde oy aldık. Yerel seçimlerde oylarımızı artırdık. Gerçek muhalefet, halk içinde, halkla beraber yaptık. Konuşulması istenmeyen sığınmacı ve kaçak meselesini Türk siyasetinin en önemli meselesi haline getirdik. Şimdi yandaş televizyonlar, ‘Suriye’de yaşananlardan sonra Zafer Partisi ne konuşacak’ diyorlar. Durun bakalım, daha yeni başladık.”

“Atatürk’ten taviz verilmeden siyaset yapılacağını Türk siyasetine ve Türk halkına gösterdik. Zafer Partisi, bir uçağın güven içinde yükselişi gibi yukarı doğru yükselmeye ve Türk halkının artan desteğini almaya devam ediyor. Ülkemizin dört krizin pençesinde bir girdaba doğru sürüklendiği ve bir fetret döneminden geçtiği çok açık seçik görünüyor. AKP iktidarında sınırı savunmakla görevlendirdiğini general insan kaçakçılığı yapıyor. Mustafa Kemal’in teğmenlerine ihanet ediyorlar. İşte AKP, AKP budur. Çeteler hayatın her alanını sarmış, her şeyin çetesi olmuş. Her şeyin çetesi olur da yenidoğan bebekleri öldürme çetesi olur mu? AKP’nin yönettiği Türkiye’de o da var. Özetle devletimiz, AKP yönetiminde bir devlet krizi yaşıyor.”

“Türk halkı fakirleşiyor. 2002’de ev sahibi olma oranı yüzde 73,1 iken yüzde 56,1’e düşmüş ama Katarlılar, Kuveytliler, Suriyeliler ev sahibi oluyor. Gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında birinciyiz çünkü Türkiye’de fazladan 13-14 milyon insan besliyoruz. AK Parti faizcilerin yanındadır, fakir halkın değil. AK Parti rantçıların partisidir, emekçilerin partisi değil. Türk halkı fakirleşiyor, yandaşlar zenginleşiyor. Bu kahrolası bir sömürü düzenidir ve bu düzen yıkılmalıdır.”

Exit mobile version