ADALET Bakanı Yılmaz Tunç, “Hukukun üstünlüğü herkesin kanun önünde eşit olmasını ve hukukun keyfi uygulamalara karşı bir koruma sağlamasını ifade eder. Bu ilke yargı süreçlerinin tarafsız ve objektif olmasını zorunlu kılar” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da Anayasa Mahkemesi’nin ‘Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şeklide Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi’ kapsamında hakimler ve savcılara yönelik düzenlenen Adil Yargılama Hakkı Eğitimi’nin açılış törenine katıldı. Törene Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez ile birçok yargı mensubu katıldı. Bakan Tunç, “Başarılı projelerimiz var. Yargıya çok önemli faydalar getirdiğine yürekten inanıyoruz. Bütün insanlar temel hak ve özgürlüklerinden eşit bir şekilde faydalanmalıdır. Üzülerek ifade ediyorum ki biz buradayken Filistin’de 8 aydan beri soykırım suçu işleniyor, insanlık suçu işleniyor. Evleri bombalanan insanlar çadırlarda kalıyorken, çadırların üzerine bomba atıyorlar. Mülteci kampları bombalanıyor. Maalesef 8 aydan beri insan haklarının tüm unsurları dünyanın gözü önünde yok sayılıyor” diye konuştu.
‘FİLİSTİN’İN YANINDA OLMAK ZORUNDAYIZ’
Filistin konusunda sessiz kalanların da suça ortak olduğunu belirten Tunç, ” Filistin’in yanında olmak zorundayız. Birileri sessiz kalıyorsa bu suça ortak oluyor demektir. Uluslararası hukuk maalesef Filistin konusunda hiçbir etki sağlayamıyor. Mahkeme soykırım yapan kişileri yargılamak için soruşturmayı açtı, ancak henüz davaya dökemedi. Başsavcının bu adımı, olumlu bir adım ancak hayata geçmediği takdirde bir anlamı kalmıyor. Uluslararası sistemin etkisizliği hepimizi derinden üzüyor. Cumhurbaşkanımız ‘Dünya 5’ten büyüktür’ derken bunu ifade ediyor. O zaman uluslararası kuruluşların mahkemelerin bir geçerliliği olduğunu savunuyorsak tam bu aşamada soruna bir çare bulması gerekli. Buradan İsrailli saldırganları bir kez daha lanetliyoruz. Buna destek veren kişileri kınıyoruz. Susanları da kınıyoruz. Orada çocuklar katledilirken, çocuk haklarından bahsetmenin ne anlamı var? Biz mazlumun hakkını savunmaya devam edeceğiz. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum. 16 bin çocuk, 10 bin kadın ve 36 bin insandan bahsediyoruz. 80 bin yaralı var ve biz insan haklarından bahsediyoruz. Çocuklar öldürülürken bunlardan bahsediyoruz. İnsan haklarını ihlal eden saldırganlar elbet bir gün cezalarını çekecektir. Biz buna yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HER BİREYİN SAYGI GÖRMESİ ESASTIR’
Tunç, “Adalet, haklıya hakkını vermektir. Adalet, toplumsal barışın teminatıdır. Adalet, insan onurunu korumak için insan haklarını korumak için vardır. Adaletin tecellisi için de hukuk devleti şarttır. Hukuk devleti için de tarafsız ve bağımsız yargı olmazsa olmaz şarttır. Tabii tarafsız ve bağımsız yargının uyacağı en önemli kural da adil yargılanma hakkını en geniş anlamıyla tesis ederek kararlarını vermektir. Bu şekilde gerçekleşir ve bu şekilde insan onuru ve insan hakları korunur. Adil yargılanma hakkının temeli, doğal adalet ilkesine dayanır. Doğal adalet ilkesi, insanların doğuştan gelen haklarının korunması ve adil bir şekilde yargılanması üzerine kurulmuştur. Bu ilke tarafsızlık, dinlenilme hakkı ve taraflara eşit muamele gibi temel prensipleri içerir. Adil yargılanma hakkı ayrıca insan onurunu ve temel hakların korunması gerektiği fikrindendir” dedi.
Adil yargılanma hakkının, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ilkesinin de bir yansıması olduğunu belirten Bakan Tunç, “Hukukun üstünlüğü herkesin kanun önünde eşit olmasını ve hukukun keyfi uygulamalara karşı bir koruma sağlamasını ifade eder. Bu ilke yargı süreçlerinin tarafsız ve objektif olmasını zorunlu kılar. Adil yargılanma hakkının felsefi temellerinden biri de toplumsal sözleşme teorisidir. Bu teoriye göre kişiler toplumsal düzenin sağlanması için bazı haklarından feragat ederken, devlet de bu düzeni sağlamak ve adaleti temin etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda adil yargılanma hakkı bireylerin devlete devrettikleri hakların adil bir şekilde korunmasını sağlar. Adil yargılanma hakkı, bütün bunların yanında adaletin, evrensel bir değer olduğunu kabul eder. Bu evrensel değer, adil yargılanma süreçlerinin her yerde ve herkes için aynı standartlarda olmasını gerektirir. Yargılama süreçleri açısından böylesine önemli ilkeleri barındıran ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6’ncı maddesiyle Anayasamızın 36’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı konusunda hakim ve Cumhuriyet savcılarımızın bilgi birikiminin arttırılmasına büyük önem veriyoruz” diye konuştu.