CHP ve SPD Arasında Siyasi İşbirliği Mutabakatı İmzalandı

CHP ve SPD Arasında Siyasi İşbirliği Mutabakatı İmzalandı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, SPD Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil ile CHP Genel Merkezi’nde basına kapalı görüştü.

Daha sonra Özel ve Klingbeil, CHP ile SPD arasındaki “Siyasi İşbirliği” mutabakat metnine imzalarını attı, basın mensuplarına açıklamalarda bulunup soruları yanıtladı.

Klingbeil ve heyetini ağırlamaktan onur duyduğunu belirterek sözlerine başlayan Özel, Türklerin Avrupa’da yükselen ırkçılık ve İslam karşıtlığından olumsuz yönde etkilendiğini, ancak Almanya’da özellikle sosyal demokrat ve sol iktidarların yıllar önce başlattığı doğru entegrasyon politikalarıyla bu olumsuz etkilerin minimize edildiğini söyledi.

Özel, Almanya ve Almanya’nın iktidar partisi SPD ile aralarında köklü ilişkiler bulunduğuna işaret ederek, “İmzaladığımız mutabakat metni, sadece partilerimiz arasında işbirliği alanlarını genişletmiyor, aynı zamanda çok yakın bağları olan iki ülkenin ve halklarımızın faydasına olacak yeni olanaklar da sunuyor. Bu mutabakat metninin çok daha önce imzalanması gerekirdi. Gecikmiş ve doğru bir adımı birlikte attık.” diye konuştu.

Mutabakat metninin bir siyasi işbirliği mutabakatı olduğunu vurgulayan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burada yazılanlar, sınırlarımızı değil ufkumuzun genişliğini tarif etmektedir. Mutabakat metniyle partimin, ülkemizin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusundaki kararlığı ve bu kararlılığa SPD’nin desteği de vurgulanmaktadır. Sosyal adalet, demokratik ve özgürlükçü değerlerin savunulması, aşırı sağ ve popülizmle mücadele, adil bir dünya düzeninin oluşturulması, barış, istikrar, çevre ve iklimin korunması, dünyada ve ülkemizde sürdürülebilir kapsayıcı ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi için işbirliği arzumuz teyit edilmektedir.”

“Kötü yazılacak hiçbir şey bırakmak istemiyoruz”

Alman bir gazetecinin, “CHP iktidara geldiği takdirde Türk- Alman ilişkilerinde değişen neler olur?” sorusuna karşın Özel, iki ülke arasında çok köklü ilişkiler olduğunu, CHP iktidarında iyi ilişkilerin artarak süreceğini, kişisel pazarlıklardan, anlaşmalardan, kişisel ajandalardan bağımsız, geçmişteki kurumsal kazanımları ve diplomasiyi önceleyen şekilde ilişkilerin yürütüleceğini söyledi.

Özel, parti olarak mülteci anlaşmasını doğru bulmadıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Türkiye, Avrupa’nın sınırında Avrupa’nın bir sığınmacı deposu olarak kullanılacak ve 6 milyar avro bedeli ödenecek bir ülke değil. Biz Avrupa Birliği’ne tam üye olmak istiyoruz. Türkiye’de, hakkında raporların iyi yazılmasını değil, kötü yazılacak hiçbir şey bırakmak istemiyoruz. Demokratikleşmeyi, hukukun üstünlüğünü, kuvvetler ayrılığını ve Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olmayı hak etmek istiyoruz.

Ama Sayın Merkel’le Erdoğan’ın yaptıkları anlaşma ‘Siz dışarıda kalın, parayı alın ve bildiğiniz gibi yapın. Yeter ki bu sığınmacılara siz bakın’ anlaşmasıydı. Biz, Türkiye’nin sığınmacı sorununun orta ve uzun vadede bütün Avrupa’yı tehdit ettiğini, Suriye’ye barış gelmesi, Türkiye-Suriye ilişkilerinin derhal iyileşmesi gerektiğini, bütün Avrupa’nın elini taşın altına koyarak Suriyeli sığınmacıların Suriye’ye kendi rızalarıyla geri dönecek şekilde teşvik edilmelerini ve hem Avrupa’nın sınırında bir açık sığınmacı kampından Türkiye’nin kurtulmasını hem de Türkiye’nin bu yükü tek başına taşımaktan kurtulmasını savunuyoruz.”

Özel, bir Alman gazetecinin, “İltica başvurusu reddedilen Türk vatandaşlarının geri gönderileceği, karşılığında vize kolaylığı sağlanacağı” iddialarına ilişkin sorusunu, “Bu kişilerin sınır dışı edilmesi ‘doğrudur’ ya da ‘yanlıştır’ diyecek resmi bilgiye sahip değilim. Ancak kabul edilmedi ve sınır dışı ediliyorlarsa Türkiye’ye gelmeleri zaten yükümlülüğümüz gereği. Ama bunun vize sorununu çözeceğine yürekten inanmak istiyorum.” diye yanıtladı.

“Bence son derece kuvvetli bir cümle”

Exit mobile version