Scheurer, Türkiye’deki görevine başlamasının ardından AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Ankara’ya 12 Ağustos’ta geldiğini belirten Scheurer, ülkesi ve Türkiye arasındaki ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediğini söyledi.
Scheurer, iki ülke arasında ekonomi, kültür, eğitim gibi alanların güçlendirilmesi için çalışmak istediğini ifade ederek, öğrenci, turist, sanatçı gibi insanların da İsviçre ve Türkiye’yi ziyaret etmesinin önemli olduğuna değindi ve “Günün sonunda en iyi elçiler diplomatlar değil, insanlardır.” dedi.
Ülkesinin Avrupa Birliği (AB) ya da NATO üyesi olmadığını ancak Bileşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin geçici üyesi olduğunu hatırlatan Scheurer, şöyle konuştu:
“İsviçre muhtemelen dünyanın en küreselleşmiş ülkelerinden biri. Bunun başlıca nedeni ekonomimiz. İsviçre’de çok güçlü bir özel sektör var. İnovasyon konusunda şampiyonuz. Son 13 yıldır üst üste dünyanın en yenilikçi ülkesiyiz. Yani bir kez yenilikçi olmak kolay ama13 kez dünyanın en yenilikçi ülkesi olmak oldukça büyük bir başarı. Çünkü çok güçlü şirketlerimiz, özel sektörümüz var. Araştırma ve geliştirmeye çok yatırım yapıyorlar. Mükemmel bir eğitim sistemimiz ve dünyanın en iyileri arasında yer alan üst düzey üniversitelerimiz var.”
“Her zaman en önemli ilk 10 doğrudan yabancı yatırımcı arasında yer alıyoruz”
Scheurer, Türkiye’de faaliyet gösteren 150 İsviçreli şirket olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Her zaman en önemli ilk 10 doğrudan yabancı yatırımcı arasında yer alıyoruz. Geçen yıl sekizinci sıradaydık. Türkiye’de 4,4 milyar doların üzerinde yatırım yaptık ve yaklaşık 20 bin kişiye istihdam yarattık. Bunlar yüksek kaliteli işler, iyi ücretli işler. Bu, güçlendirmeye devam etmek istediğim bir konu ve bunu Büyükelçilikle, İstanbul’daki İsviçre-Türkiye Ticaret Odası ile, İstanbul’daki İsviçre İş Merkezi ile ve tabii ki özel sektör için Bern’deki veya Zürih’teki İsviçre makamlarıyla birlikte yapabilirim. Dolayısıyla bu benim çok önemsediğim bir konu.”
Büyükelçi Scheurer, ekonominin yanı sıra inovasyonu, yeni girişimleri, üniversiteler arasındaki ortaklıklarla en üst düzeyde eğitimi ve aynı zamanda mesleki eğitimde ortaklığı da çalışmak istediğini anlatarak, şöyle devam etti:
“İsviçre mesleki eğitimde çok büyük bir şampiyon. Dolayısıyla bunlar önceliklerden bazıları. Ama aynı zamanda arkeolojiyle de çok ilgileniyorum. İsviçre ve Türkiye’deki üniversiteleri kapsayan farklı projelerimiz var. Yani bunlar, geliştirilebilecek alanlar olduğunu ve gerçekten fark yaratabileceğimizi düşündüğüm unsurlar.”
“İki ülke arasında pek çok köprü var”
Bir önceki görev yerinin Fas’ın başkenti Rabat olduğunu dile getiren Scheurer, şunları söyledi:
“Gerçekten çok sevdiğim bir ülkeydi. Rabat’ta çok mutluydum ama Ankara’ya gelmeyi de çok istiyordum. Türkiye’nin tarihi, Türkiye’nin mevcut politikaları, sayısal olarak önemi, coğrafi konumu, İsviçre ile olan ilişkileri, çok sayıda İsviçre şirketinin olması ve tabii ki İsviçre’de yaşayan çok sayıda Türk kökenli insan olması nedeniyle. İsviçre’de 140 binden fazla Türk diasporası var ve çok iyi entegre olmuş durumdalar. İsviçre toplumunun da bir parçası durumundalar. Dolayısıyla iki ülke arasında pek çok köprü var.”