SAĞLIK-Sen, Ankara Üniversitesi ve Ankara 2 No’lu Barosu iş birliğiyle sağlık hukukun temel ilkeleri, sağlık meslek mensuplarının hakları, hasta mahremiyeti ve hukuki düzenlemelere ilişkin konuların ele alındığı ‘ Sağlık Hukuku Sempozyumu’ düzenlendi.
Sempozyuma, Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Ankara 2 No’lu Barosu Başkanı Sabri Hafif ve öğretim üyeleri ve ile çok sayıda davetli katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Başkan Doğan, sağlık hukuku alanının derinlemesine irdelenmesi, konunun eksik taraflarını değerlendirerek çözüm önerileri üretme gayesinde olduklarını söyleyerek, “Sağlık-Sen 30 yıla dayanan geçmişiyle ve yetkili sendika olarak sağlık ve sosyal hizmet kolunun gerçek temsilcisidir. Amacımız her alanda sağlık ve sosyal hizmet çalışanımızın rehberi olmak. Amacımız hiçbir çalışanımızı yalnız bırakmamak. Amacımız tüm sağlık ve sosyal hizmet profesyonellerimizin her zaman ve her koşulda yanında olarak onları refaha kavuşturmak. Onlar sahada ter döküyor, biz de onlar için mücadele ediyoruz. Sahada çalışan sağlık meslek mensuplarımız çok çeşitli sorunlar ile karşı karşıya kalmaktadır. Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, beklentilerin yükseldiği, tıbbi uygulamaların sürekli olarak evrildiği bu çağda, sağlık hizmetlerinin sunumunda yaşanan değişiklikler, beraberinde pek çok hukuki ve etik sorunu da beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla hem hastaların hem hekimler ve sağlık çalışanlarımızın korunması sağlanmalı ve haklarının ihlal edilmesinin önlenmesi için çaba göstermeliyiz. Sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunulması, hukuk ve etik ilkelerin ışığında yürütülmesi hepimizin ortak amacıdır” dedi.
‘BU SEMPOZYUMUN ÖNEMLİ BİR FIRSAT OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’
Sağlık çalışanlarının güven içinde çalışabilmesinin sağlıklı bir toplumun sürdürülebilirliği için ön koşul olduğunu belirten Doğan, “Sağlık hukuku bu noktada hem çalışanların haklarını koruma hem de vatandaşların sağlık hizmetlerine güvenle erişimini sağlama açısından büyük bir rol oynar. Son olarak, buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Av tüfeği ile hastaneye girilmez. Herhangi bir silahla da hastaneye girilmez. Savaşta dahi hastanelere dokunulmaz. Savaşta dahi hekimler, hemşireler, sağlık çalışanları dokunulmazdır, koruma altındadır. Ancak görüyoruz ki, şahit oluyoruz ki; canı sıkılan hastane basıyor. İstediğini elde edemeyen hekime, hemşireye saldırıda bulunuyor. Bu sempozyumun, sorunların tartışılması ve çözümler üretilmesi açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı bir toplum inşa etmenin ve herkesin eşit sağlık hizmetine erişimini sağlamanın hepimizin ortak amacı olduğunu biliyorum. Bu sempozyumda biz bunu her yıl sağlık hukuku üzerinde bilgilendirme amaçlı sağlık çalışanları için ve vatandaşımıza eğitim amaçlı sempozyumları yürütmek istiyoruz” diye konuştu.
‘SAĞLIK SİSTEMİMİZ İÇİN ÖNEMLİ KAZANIMLAR SAĞLAYACAKTIR’
Rektör Prof. Dr. Ünüvar ise konuşmasında, “Sağlık hukuku da en temel anlamıyla sağlık hizmetinin olduğu alanda hekim ve hasta arasındaki ilişkinin hukuki niteliğini kapsamaktadır. Hekimlerin hukuki ve cezai sorumluluğu, idari sorumluluk, hastanın ve hekimin sorumluluğu ile yükümlülükleri, sağlık çalışanlarının hakları, tıbbi müdahale sırasında hastaya ilişkin aydınlatma ve rıza durumu ve buna ilişkin hukuki dayanaklar sağlık hukuku çerçevesinde ele alınmaktadır. Yanlış uygulamalar ve tıbbi müdahaleler sonucu ortaya çıkan hukuki durumlar dolayısıyla olay yargının konusu olmaktadır. Bu sempozyum kapsamında multidisipliner hale gelen sağlık hukukunu farklı alanlarıyla ele alınacak ve pek çok önemli başlığın da detaylı bir şekilde değerlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Sonuçlarıyla da sağlık sistemimiz için önemli kazanımlar sağlanacağına inanıyorum” dedi.
‘HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU’
Ankara 2 No’lu Barosu Başkanı Sabri Hafif de “Bu sempozyumu düzenlerken amaçlarımız arasında sağlık hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar aracılığıyla mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın hak arama mücadelesine eşlik edecek meslektaşlarımızın iyi eğitim alarak donanımlı olabilmelerini sağlamak yer almaktadır. Sağlık hukuku alanında farkındalığın artırılması ve meslektaşlarımızın bu konuda bilinçlendirilmesi, adaletin tecellisi için de kaçınılmazdır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda hukukun üstünlüğünü sağlamak, bireylerin haklarını korumak ve sağlıklı bir toplum inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.