Dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar tarafından açıklanan yol haritasında, Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünde 2035 için 120 bin megavatın hedeflendiğini kaydeden Erden, bunun getireceği yeni yatırım ihtiyacının da 80 milyar dolar olarak belirlendiğini anımsattı.Erden, rüzgar ve güneş enerjisindeki yeni hedefe ilişkin, “Daha önce 2035 için 53 bin megavat güneş, 29 bin 600 megavat rüzgar hedefi vardı. Yani toplam 83 bin megavattan 120 bin megavata artırılan yeni bir yenilenebilir enerji hedefi var. Bu, Enerji Bakanlığının ve devletin enerji politikasının yenilenebilir enerji doğrultusunda çok daha hızlı bir şekilde geliştiğini ve bu alanda güçlü bir gelişimin arzulandığını gösterir.” diye konuştu.
Yeni yol haritasının sadece kurulu güç hedefleriyle sınırlı kalmadığına dikkati çeken Erden, iletim şebekesinin güçlendirilmesi gibi bu hedefin oluşturacağı altyapı ihtiyacının da planlamasının yapıldığını vurguladı.
Erden ayrıca, YEKA projelerindeki alım garantisi sürecinin 20 yıla çıkarılmasıyla finansmanı da kolaylaştıracak bir adım atıldığına işaret ederek, “Dolayısıyla bütüncül bir yaklaşım görüyoruz.” dedi.
Rüzgarda Ocak 2025’te yapılacak yeni YEKA yarışmalarının yakın zamanda yayınlanacak şartnameyle duyurulacağını ifade eden Erden, sonrasında 3 aylık bir süre verileceğini ve bu sürenin sonunda da toplam 1200 megavatlık rüzgar enerjisi projelerinin ihale edileceğini anlattı.
Erden, yeni YEKA yarışmalarının sektöre yansımalarına da değinerek, “İhale mekanizmasında değişiklik yapıldığı için daha işler bir ihale mekanizması olduğunu düşünüyoruz çünkü artık bir taban fiyat var. Taban fiyat geldiğinde, yatırımcı artık lisans bedeli ya da kapasite bedeli gibi bir ilave bedel ödemek durumunda olacak. Bu noktada da ciddi ve bu yatırımları gerçekten gerçekleştirecek yatırımcıların devam edeceği bir süreç olacağını düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu rüzgar projelerinin geçmiş yıllarda çalışılmış ancak finansman koşullarından dolayı gerçekleştirilememiş YEKA-1 projeleri olduğunun altını çizen Erden, “Bu projelerin izin süreçlerinde ileri bir noktada olduğumuz için aslında reel, yatırıma dönüştürülebilir projeler. Dolayısıyla somut projelerde, işler bir YEKA mekanizmasıyla ocak ayı sonunda başarılı bir ihale görmeyi ümit ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Erden, artan kurulu güç hedefinin doğal olarak yeni finansman ihtiyacını da beraberinde getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Daha önce YEKA’lardaki alım garantisi süresi 10 seneydi. Bu 10 senelik süreç, projelerin finansmanında ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması, ülkemizde ve globaldeki faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle sağlıklı bir finansman paketi getirilmesine imkan vermiyordu. Gerçekten güç koşullar vardı. Şimdi bu sürenin 20 yıla uzatıldığını görüyoruz. 20 yıla uzatılması demek aslında vadenin açılması, daha uzun vadeli kredi ve finansmana erişimin bu projeler için kolaylaştırılması anlamına geliyor. Dolayısıyla bankaların, uluslararası finans kuruluşlarının ve uluslararası yatırımcıların daha çok, daha rahat ilgi göstereceği bir model olduğunu görüyoruz.”
Önceki YEKA modelinde santral devreye girdikten sonra alım garantisi sürecinin başladığını anımsatan Erden, “Son YEKA’da başarılı bir süreç oldu. Yatırımı, verilen süreden daha hızlı devreye alan yatırımcılar belirli bir süre projenin ürettiği enerjiyi piyasaya satma hakkına sahip oldular. Bu da daha yüksek fiyattan enerji satma hakkı getiriyordu. Bunun teşvik edici bir rolü olduğunu görüyorduk. Enerji Bakanlığımız da bu tespitten hareketle ilk birkaç sene için piyasaya satış hakkını vererek, ondan sonra 20 yıllık alım garantisi ortaya koymuş. Hem süre uzamış hem de baştan piyasaya satış hakkı doğmuş. Dolayısıyla yatırımcılar ve finansörler için cezbedici bir adım atıldığını söyleyebiliriz.” dedi.