Binlerce yıldır ‘tanrıların ağacı’ olarak anılan Öd Ağacı, 100 bin dolar değerinde bir hammadde üretebilmesi için hastalanması gerekmektedir. Agarwood, nadir bulunan ve yüksek değere sahip bir reçinedir. Ancak bu reçinenin oluşabilmesi için öd ağacının küflenmesi ve bir tür mantar enfeksiyonu geçirmesi şarttır.
Bölgede yaşayan hayvanların Öd Ağaçları ile etkileşiminde, Phialophora Parasitica adı verilen bir mantar enfeksiyonu devreye girer. Ağaç, bu enfeksiyona tepki olarak aloe adı verilen karanlık, nemli ve aromatik bir reçine üretmeye başlar. Bu süreç, öd ağacının öz odununun derinliklerine doğru devam eder ve agarwood oluşturur. Sonuç olarak, sandal sedir ve vanilya notalarına benzeyen büyülü bir koku ortaya çıkar.
Saatler süren detaylı bir işleme tabi tutulan öd ağacının reçinesi, daha sonra damıtılarak en saf hali elde edilir. Bu işlem sonucunda, birçok kokunun içinde kullanılan Oud (Ud) kokusu ortaya çıkar. Uzmanlar, bu maddeyi ‘sıvı altın’ olarak tanımlamaktadır; çünkü çoğu zaman altından bile daha pahalıya satılmaktadır.
