Arazi sahipleri ya da işletmeler, aralarında yüz yıllık tarihi olanların da bulunduğu halı ve kilimleri önce tamir ediyor, ardından mikroplardan arındırmak için steril havuzlara sokuyor. Daha sonra güneşe serilen halı ve kilimlerin renkleri soldurulup pastele dönüşmesi sağlanıyor. Tarlada görsel şölen oluşturan 20 bini aşkın halı ve kilim, güneşin altında belirli aralıklarla çevrilerek nemi ve sıcağı iyi şekilde alması, renklerin tonlamasının sağlamlaşması sağlanıyor.
Serildikleri alanı “halı tarlasına” çeviren el dokuması halı ve kilimler, güneşin altında mikroplardan arınıp, renk tonları oturduktan sonra başta ABD olmak üzere Avrupa’daki bazı noktalardaki müşterilerine veriliyor.
50 yıldır halıcılıkla uğraşan Halil Börekçi, “Sıcağın etkisiyle yabancı maddeler yumuşuyor. Sabah yağan çiğ halıyı yumuşatıyor ve tekrar öğle saatlerindeki sıcaklıkla o çiğ buharlaşarak mikropları temizliyor. Kök boya, yün halı ve kilimler. İçlerinde sentetik olan yok. Genelde ABD’ye satıyoruz. Avrupa’ya az miktarda gidiyor. Müşteriler bu işlemleri istiyorlar. ABD ve Avrupa’daki müşteriler, güneşlenmiş halıların dekorasyona iyi uyduğunu ve daha hızlı satıldığını söylüyor” dedi.
Kaynak: Gerçek Gündem