Dağlık bölgelerde inşaat yapmanın, düz arazilere kıyasla daha yüksek maliyetli ve zaman alıcı bir süreç olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Zemin etütlerinin daha detaylı yapılması, patlatma ve kazı işlerinin daha titizlikle yürütülmesi, ayrıca ulaşımın zor olması gibi faktörler, projelerin maliyetini artırmaktadır. Ancak Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ve gelişen şehirleşme, bu zorluklara rağmen inşaat faaliyetlerinin devam etmesini gerektirmektedir. Bu noktada, tünellerin TBM yani Tünel Açma Makinaları ile mekanik olarak kazılması yönteminin önemi daha da artmaktadır. TBM, özellikle yerleşim yerlerinde uzun tünellerin kazılmasında kullanılan son derece etkili bir teknolojidir” ifadelerini kullandı.
5 Aralık’ın Dünya Mühendisler Günü olduğunu da anımsatan Uraloğlu, “Bu vesileyle ülkemizin yarınlarını şekillendiren tüm meslektaşlarımın mühendisler gününü tekrardan kutluyorum. Mühendislerimiz, bilimsel bilgiyi pratik çözümlere dönüştürerek insanlığın yaşam kalitesini artıran, teknolojik gelişmeleri hayata geçiren ve dünyayı dönüştüren kişilerdir. Bakın, ülkemizin topografik yapısı, özellikle ulaşım ve altyapı projelerinde ciddi zorluklar oluştururken, aynı zamanda mühendislik alanında da önemli bir deneyim zemini sunmaktadır.” şeklinde konuştu.
Türkiye coğrafyasının, pek çok mühendislik harikasına ev sahipliği yaptığını söyleyen Uraloğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK Parti Hükümetlerimiz döneminde; Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi projelerimiz üstün mühendislik teknikleriyle ülkemizin sembol projeleri arasına katıldı. Yine 2 bin 23 metrelik orta açıklığı ile dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü unvanına sahip 1915 Çanakkale Köprümüz bir başka mühendislik harikasıdır. 8 adet orta ve 2 adet kenar ayak üzerinde inşa edilmiş ülkemizin en yüksek ayaklı ve en uzun dengeli konsol köprüsü Eğiste Hadimi Viyadüğü Türk mühendislerimizin baş yapıtlarındandır. Tutma ve itme sürme çelik ortotropik kutu kesitli olarak Dünya üzerinde yapımı tamamlanan ilk köprü olan Bitlis Çayı Viyadüğü bizim mühendislerimizin tasarım eseridir.”
Uraloğlu, ayrıca ilklerin ve enlerin projesi Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın, yapım aşamasından, elektrifikasyon ve sinyalizasyon aşamasına kadar Türk teknik ve mühendisliğinin ürünü olduğunun da altını çizdi. Uraloğlu, “Ülkemizin ve Avrupa’nın en uzun, Dünyanın 3. en uzun çift tüp karayolu tüneli olan Zigana Tüneli’nde, Türkiye’yi Kafkaslar’a bağlayan Pirinkayalar Tüneli’nde, Rize’mizin 70 yıllık hayali Salarha Tüneli’nde yine Türk mühendislerimizin ve işçilerimizin çok büyük azmi ve emeği var. Ülkemizin zorlu coğrafyası bizleri yenilikçi ve büyük projelerle inşaat alanında çok geliştirdi ve bugün Türk müteahhitlik firmalarımızın hem yurt içi hem yurt dışında inşa ettiği yapılar, ülkemizi dünyaya mühendislik ihraç eder seviyeye yükseltti” dedi.