Fazla zam talebiyle karşılaşan kiracıların, iddialarını ispat etmesi gerekmiyor. Hukuken, kira artışı konusunda ev sahibi talebini dayandırmak ve geçerli gerekçeleri ortaya koymak zorunda. Yani, kiracılar yasal oranın üzerindeki artışı ödemek zorunda olmadığı gibi, bunu kanıtlamak için ayrıca delil sunmalarına da gerek bulunmuyor.
Temmuz ayı itibarıyla yürürlüğe giren yüzde 43,23’lük kira artış oranı, konut ve iş yerleri için geçerli en yüksek zam oranı. Ev sahiplerinin bu sınırı aşarak zam yapması hukuki dayanaktan yoksun olup, kiracıların bu durumda itiraz hakkı doğuyor. Uzmanlar, bu gibi durumlarda doğrudan yasal yollara başvurulabileceğini vurguluyor.
Ev sahibi, tavan oranla yetinmeyip mahkeme yoluna başvurabilir. Ancak avukat Yalçın’a göre bu tür davalarda ev sahiplerinin taleplerini ispatlaması oldukça güç. Mahkemeler genellikle TÜFE oranlarını dikkate alıyor ve fahiş artış taleplerine itibar etmiyor. Bu süreçte kiracılar yasal haklarını bilerek hareket ederse mağduriyet yaşamalarının önüne geçilebiliyor.
Evden çıkarılma işlemi için de belli şartların oluşması gerekiyor. Ev sahibi, kiracıyı yalnızca yasal gerekçelere dayanarak tahliye edebilir. Örneğin; kiracının kira borcunu ödememesi ve ev sahibinin iki haklı ihtarda bulunması durumunda tahliye süreci başlayabilir. Ayrıca, ev sahibi ya da birinci derece yakını konutta oturacaksa yine geçerli neden oluşmuş sayılır. Bunlar dışında keyfi tahliye mümkün değil.
Kiracılar, yasal sınırları aşan kira taleplerine boyun eğmek zorunda değil. Bu noktada yapılacak en önemli şey, hakların bilinmesi ve gerektiğinde hukuki destek alınması. Gereksiz yere evden çıkmamak için yasal haklarınızı öğrenin ve gerektiğinde yasal süreci işletmekten çekinmeyin.
