Piyasalarda finans kuruluşlarının 2025 yılında enflasyon muhasebesine geçip geçmeyeceği merak edilirken, Yılmaz bu konunun tartışılmaya devam edeceğini, ancak 2026 yılına gelindiğinde gündemden düşeceğini öngördü. Ayrıca, 50 milyon TL altındaki KOBİ’ler için enflasyon muhasebesi uygulamasının ertelendiğini hatırlatan Yılmaz, yatırımların olumsuz etkilenmemesi için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın alternatifler üzerinde çalıştığını açıkladı. Nihai kararın ise yıl sonunda açıklanacağı belirtildi.
Türk Lirası’nın değerlenmesi üzerine yorumlarda bulunan Yılmaz, dalgalı kur rejimine vurgu yaparak, Merkez Bankası’nın spekülatif olaylara müdahale etmesinin yasal bir görev olduğunu belirtti. Enflasyonla mücadele eden ülkelerde milli paranın değerlenmesinin doğal bir süreç olduğunu ifade etti. Yılmaz, TL’deki değerlenmenin makroekonomik dengelere olumlu yansıdığını, ihracatın arttığını ve cari dengenin iyileştiğini söyledi. Ayrıca, enflasyon ve faizlerin orta vadede düşeceğini, bu süreçte Merkez Bankası’nın bağımsız bir şekilde karar alacağını vurguladı.
Mali disiplinin sürdüğüne dikkat çeken Yılmaz, deprem harcamalarına rağmen bütçe açığının milli gelire oranının düşürüldüğünü vurguladı. 2024 için %3,1 bütçe açığı hedefinin maliye politikasının destekleyici rol oynayacağını ifade etti. Tasarruf programları kapsamında kamu harcamalarının kontrol altında tutulduğunu belirten Yılmaz, zorunlu olmayan yeni projelerin devreye alınmadığını ve kamu kurumlarının ödeneklerinin sınırları içinde kalmasına özen gösterildiğini dile getirdi.
Swap kanallarının yeniden açılması ve borsada açığa satış yasağı konularında da açıklama yapan Yılmaz, bu süreçlerin ilgili kurumlar tarafından değerlendirildiğini ve zamanlamanın finansal istikrar göz önüne alınarak belirleneceğini söyledi.