İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi çiftçi Hanifi Emre Güler, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
”Emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Doğduğumuz topraklarda doyuran topraklara küsmek istemiyoruz, evlatlarımızı büyük şehirlerde asgari ücretle mahkûm ettirmek istemiyoruz. Bugün tarlamızın başında, ahırlarımızda, işimizin başında olmamız gerekirken yıllardır çiftçilerin sorunlarına yetkililer kör, sağır, dilsiz kalıyor ve sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Çiftçilerin haklarını savunmak için seçilen STK başkanlarımızı davet etmemize rağmen basın açıklamamıza teşrif etmediler. Bu başkanları sadece seçim zamanlarında görebiliyoruz. Bir dahaki seçimlere kadar ne toprağa, tarlaya ayak basıyorlar ne köylere uğruyorlar; 3 metrelik ceviz masalarının arkasında, derin makam koltuklarında oturup klimalı odalarında başkanlık yapıyorlar. Çiftçinin ocağına ateş düşmüş ama onların umurunda değil. Bu zor günlerde çiftçilerin yanında olmayan STK başkanlarına şunu öneriyoruz: Ya koltuğunuzun hakkını verin ya çiftçinin yanında olun ya da bu makamları işgal etmeyin, artık yeter. Biz Aksaray’da çiftçiler olarak sadaka değil, terimizin karşılığını istiyoruz.”
Önceki dönem Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Eşref Fakıbaba “Yerli ve milli duruşun mutlaka tarım ve hayvancılıktan başlaması gerektiğini söylüyorum. Para kazanmadan hiçbir üretici, hiçbir esnaf kendi varlığını devam ettiremez. Gün geçmiyor ki mazota, gübreye, ilaçlara afaki zamlar gelmesin. Bu duruma üreticilerin dayanması mümkün değil. Haklı olan bu isyanınıza destek olabilmek için Milletvekilimiz Turan Yaldır ile mecliste sesiniz olmaya ve destek olmaya devam edeceğiz” dedi.
Konuşmaların ardından yaşadığı sorunları anlatan genç çiftçilerden Halil Demir şunları söyledi:
“Genç bir çiftçi olarak bu topraklara sahip çıkmak için çiftçiliği tercih ettim, 8 aydır çiftçilik yapıyorum. 5 yıllık kredi kapsamında şu an düveyi 130 bin TL yıllık taksitle aldık, ama fiyatlar düştüğü için seneye borçlarımızı ödemekte çok zorlanacağız, belki ödeyemeyeceğiz. Aldığımız hayvanı kestirsek bile borcumuzu kapatamayacağız, tekrardan borçlu olacağız. İpotek verdiğimiz arsalarımız gidecek, aldığımız hayvanları kestirsek zarar ederiz. Borçlarımızı ödeyebilmek için malımızı satsak zarar ederiz, satmasak banka haciz kaldıracak. Bir ikilemde kaldık; süt fiyatı düşerken yem fiyatlarına zam geliyor. Yemin yükselişini bir türlü durduramıyoruz, arpa 7 lira, ezme arpa alıyoruz 12 lira. Benim anlamadığım, bu arpa sadece kırılıp bize geliyor, aradaki farkı kim alıyor? Bu yem fiyatlarının yükselişteki hırsızlığı kim yapıyor? Devletin bu duruma bir el atması gerekmekte, yoksa seneye yılbaşından sonra benim gibi genç çiftçiler kalmayacak. Bu işi de 60 yaşındaki bir adam nasıl yapacak?”