Hitit Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak, 1991 yılından bugüne; Türkiye geneli, Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika kıtalarındaki iş paydaşlarımıza 600 çalışanımız ile hizmet vermekteyiz.
33 yıllık geçmişimizle, vizyoner bakış açısı ile özgün tasarımlı, kalite kriterlerinden taviz verilmemiş ürünler sunan; ilkeli üretim ve ticaret yapan marka kimliği ile tanınan, ihracat gücü kuvvetli ve bu konuda bir çok ödül almış, seramik ve porselen kaplama malzemesi üreten bir şirketiz. Türk ve dünya seramik sektörü içinde gücünü; doğru yatırımları, işbilir kadroları ve yaygın ticaret ağı ile büyütmüş olan şirketimiz her zaman hizmet ve çözüm odaklı yaklaşımları ile paydaş ilişkilerini yürütmüştür.
1991 yılında kurulan ve kısa sürede Türkiye’nin en büyük seramik üreticilerinden biri haline gelen Hitit Seramik, geçmiş yıllarda dünyanın en büyük 5. seramik üreticisi olma başarısı göstermişti. Ancak, şirketin kurucusu İbrahim Hizal’ın 2017 yılındaki ani vefatından sonra şirket, ciddi mali sorunlarla karşılaştı. Hizal’ın vefatı sonrası görevi devralan yeni yönetim, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve küresel ekonomik zorluklar karşısında yeterince direnç gösteremedi.
Ancak pandemi sonrası Avrupa Birliği ülkeleri genelinde şirket ürünlerimize uygulanan gümrük vergisinin arttırılmasını müteakip yaşanan denge değişiklikleri, son dönem ekonomideki nakit sıkışıklıkları, TL deki değer kaybı ve akabindeki faiz düzeylerinin planlanın üzerine çıkması sebepleri ile şirketimiz, kısa vadeli ödemelerde sıkıntı yaşamaya başlamıştır. Bu durum, alım satım sürecimizdeki faaliyetleri etkilemeye başlamıştır.
Pazar koşullarına uyum sağlamak, mevcut ödeme yapımızda sürdürülebilir ve çözümcü değişikliklere gitmek, bazı tedbirler almak ve yasal süreçleri devreye sokmak adına Yönetim Kurulu kararı ile yeniden yapılandırma sürecini başlatmış bulunmaktayız. Bu doğrultuda 9.10.2024 tarihi itibari ile Av. Muhammet Yusuf Arı tarafından yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine yapılan konkordato talebimiz gereğince, mahkemece tedbir kararı alınmıştır.
Hitit Seramik A.Ş. dalgalandırdığı “Türk Markası “kimliği bayrağı ile milli bir değerdir. Yeniden yapılandırma sürecinde temel amaç; müşterilerimizin, tedarikçilerimizin ve iş paydaşlarımızın haklarını korumaktır. İşinin başında olan tüm ekibi ile birlikte, bu süreci sağlam ve kararlı adımlarla yürütecek olan şirketimiz, markamızı daha güçlü bir şekilde ileriye taşıyacaktır.”
Hitit Seramik, geçmişte Avrupa’nın en büyük 3. seramik üreticisi olarak kayda geçerken, Türkiye’de vergi rekortmenleri arasında yer almıştı. Ancak şirket, Türk lirasının değer kaybı, artan faiz oranları ve pandemi sürecinde bozulan ekonomik dengeler sebebiyle finansal darboğaza girdi. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, Hitit Seramik için 3 ay süreyle geçici mühlet kararı vererek şirkete konkordato sürecinde nefes alma imkânı tanıdı. Bu süreçte, şirketin mali yapısının yeniden incelenmesi ve borçlarının yapılandırılması hedefleniyor.
İflas öncesi son adım olarak bilinen konkordato süreci boyunca, Hitit Seramik’in mali tablolarını incelemek üzere 3 kişilik bir konkordato komiser heyeti atandı. Bu heyet, mali müşavir ve hukuk uzmanlarından oluşuyor ve şirketin mali yapısını detaylı bir şekilde analiz ederek iflas ya da borç yapılandırma kararına varacak. Süreçte yer alacak isimler arasında Yeminli Mali Müşavir Cengiz Özübek, İcra ve İflas Hukuku uzmanı Prof. Dr. Ali Cem Budak ve Araştırma Görevlisi Buğra Kaan Çakıroğlu bulunuyor.
Hitit Seramik tarafından yapılan resmi açıklamada, şirketin konkordato sürecine girmesinin temel nedenleri arasında pandemi sonrası ortaya çıkan ekonomik belirsizlikler gösterildi. Ayrıca Avrupa Birliği’nde gümrük vergilerinin artması ve Türk lirasının değer kaybının da şirketin kısa vadeli borçlarını ödemekte zorlanmasına yol açtığı belirtildi.
Hitit Seramik tarafından yapılan açıklamada, şirketin 33 yıllık geçmişine vurgu yapılarak, küresel pazarlarda güçlü bir Türk markası olarak faaliyet göstermeye devam edileceği belirtildi. Şirket yetkilileri, konkordato sürecinde temel amaçlarının müşterilerin, tedarikçilerin ve iş ortaklarının haklarını korumak olduğunu ifade etti.