Emeklilerden ‘Sefalet Ücretine Hayır’ Eylemi

Emeklilerden ‘Sefalet Ücretine Hayır’ Eylemi

“Sarayı değil, halka bütçe”, “Çetelere değil, emekliye bütçe” sloganlarının atıldığı, “Emekli üretti, Saray tüketti” ve “Evimizi ısıtamazsak sokakları ısıtacağız” şeklinde dövizlerin taşındığı eylemde emekliler adına ortak basın açıklamasını Gülsen Şener Gülseven ve Metin Düzce okudu.

Açıklamada şunlara değinildi:

“Biz emekliler, bize reva görülen ölüm sınırında sefalet ücretini bir kez daha reddetmek için buradayız. Göstermelik enflasyon hesapları ile oynanan tiyatronun parçası olmadığımızı, geçinemediğimizi bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz. 2025 bütçesinde emekli yoktur. İktidar bizi duymuyor, görmüyor. Biz sefalet ve yoksulluk diyoruz, onlar ise bir avuç sermayedarın, savunmanın, tarikatların derdini anlatıyorlar. Emeklinin sorunlarını sağır sultan bile duydu ama iktidar duymak istemiyor. Ancak duymak istenmese de gerçekler gizlenemez. Emekliler ev kiralarını bile karşılayamamakta, borç batağında yaşayıp, sağlık sorunlarına, açlığa, yaşlılıkta güvencesiz çalışmaya ve ölüme mahkum edilmektedirler. Bu maaş sefalet ve ölüm demektir. Bizler bu ülkeye nice değerler kazandırmış, bu ülkenin gençlerini yetiştirmiş, tüm hayatı üretmiş, en çok vergiyi ödemiş, ülkenin vergisini toplamış, yollarını yapmış emekliler olarak insan onuruna yakışır bir yaşamı fazlasıyla hak edenleriz.

Bilinmelidir ki biz, bir eli yağda bir eli balda olanların, iktidara yandaş olup üretmeden para içinde yüzenlerin, saraylarda sırça köşklerde yaşayanların saltanatları sürsün diye ölüme mahkum olmaya boyun eğmeyeceğiz. Onların doktor ayağına gelirken bizler kamusal sağlık hakkımızı kullanamaz haldeyiz. Hiçbir kamusal hakkımıza da erişemediğimizi söylersek yanlış olmayacaktır.

Değerli dostlarımız, mücadele arkadaşlarımız; alıştığımız üzere TÜİK egemenlerin çıkarı için gerçek enflasyon değerlerini yine halkımızdan gizledi. Enflasyonu çok düşük göstererek ülkenin ekonomik krizinin faturasını emeklilere ve yoksullara çıkardı. Oysa ekonomik krizin faturası, krizi yaratan çetelere, yandaş sermayeye, iktidarın koruyup kolladığı mafya babalarına, kafa kesenlere, kamusal kaynakların hesapsızca, haksızca bol keseden akıtıldığı cemaat ve tarikatlara ödetilmelidir. Krizi yaratanlar krizin faturasını ödemelidir. Yaşanan krizin sorumlusu emekliler değildir.

Çalışanların, emeklilerin, hayatı üretenlerin yakasından ve cebinden soyguncu eller çekilmeli, hak ettikleri insanca yaşam koşulları acilen yerine getirilmelidir. Olması gerektiği gibi, gerçek enflasyon dikkate alınarak altı ayda bir aylıkları güncellenmeli, alım güçlerinin düşmesi engellenmelidir. Değerli arkadaşlarımız, çok iyi bildiğimiz gibi TÜİK-Saray işbirliği ile refah payımız hiç verilmediğinden maaşlarımız açlık sınırının bile çok altında kaldı.

Exit mobile version