Boeing, yaşadığı krizleri aşmak için sürekli olarak bankalardan borç almak zorunda kalıyor. Özellikle üretim sürecinde yaşanan aksaklıklar ve kalite sorunları, şirketin nakit akışını ciddi şekilde etkiledi. IAM sendikası ile yapılan görüşmelerde çalışanlara yüzde 25’lik maaş artışı teklif edilmesine rağmen, işçiler bu öneriyi büyük bir çoğunlukla reddetti. Boeing’in teklifi yüzde 30’a çıkarması da sendika tarafından kabul görmedi. Bu durum, üretim duraklamalarına ve teslimat gecikmelerine yol açtı.
Boeing’in içinde bulunduğu bu zor durumlara rağmen, şirketin küresel havacılık sektöründeki konumu onu ayakta tutmaya devam ediyor. Boeing, Airbus ile birlikte büyük yolcu uçakları üretebilen iki şirketten biri. Her iki üreticinin de yıllar süren sipariş bekleme süreleri var ve Airbus’ın Boeing’den iptal edilen siparişleri karşılayacak kapasitesi bulunmuyor. Bu durum, Boeing’e bir nevi “can simidi” olarak görülse de, şirketin finansal durumunu düzeltmesi için yeterli olmayabilir.
Üretim süreçlerinde yaşanan duraklamalar, uçak teslimatlarındaki gecikmelerle birlikte Boeing’in gelirini ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Uçak satışlarından elde edilen gelirlerin büyük bir kısmı teslimat sırasında alındığı için, bu gecikmeler Boeing’in borç krizini derinleştiriyor. Şirketin nakit akışındaki sorunlar ve artan borç yükü, finans çevrelerinde endişe yaratıyor.
Havacılık sektörü uzmanları, Boeing’in pazardaki payını rakibi Airbus’a kaptırmasına rağmen, havacılık sektöründeki duopol yapı nedeniyle şirketin tamamen iflas etmesinin olası olmadığını belirtiyor. Ancak Boeing’in borç yükünü hafifletmesi, itibarını yeniden kazanması ve güven tazelemesi için üretim kalitesini artırması ve çalışanlarıyla olan ilişkilerini düzeltmesi gerekiyor. Şirketin, bu zorlu süreci nasıl atlatacağı ise önümüzdeki dönemin en büyük merak konusu.