Bu projeyle, Türkiye’nin rüzgâr enerjisinden yıllık yaklaşık 2,51 teravat-saatlik (TWh) enerji üretmesi bekleniyor. ABD ve Türkiye arasındaki ekonomik iş birliğini güçlendiren bu yatırım, aynı zamanda Türkiye’nin sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşmasında önemli bir kilometre taşı olarak değerlendiriliyor.
DFC CEO Yardımcısı Biswal, bu projeyi bir dönüm noktası olarak nitelendirerek şunları söyledi: “Bu proje, enerji geçişini hızlandırmak için bir model teşkil ediyor. DFC, Türkiye’de temiz enerji altyapısının büyümesine kararlı bir şekilde destek veriyor ve bu projeyle enerji güvenliği ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ileriye taşıyoruz.”
Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler de projeyle ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’nin net sıfır emisyon vizyonuna vurgu yaparak, “Enerjisa Üretim olarak yenilenebilir enerji dönüşümünde öncü olma hedefine doğru her adımımızı çevreye ve topluma dair sorumluluklarımızın bilinciyle atıyoruz. Bu yatırım, ülkemizin enerji güvenliğini koruma ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleme yolunda önemli bir katkı sağlayacak,” ifadelerini kullandı.
Proje, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını artırmayı ve ülkenin enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesini hedefliyor. Aynı zamanda, Türkiye’nin enerji üretiminde daha sürdürülebilir bir modele geçiş yapmasını destekleyecek olan bu proje, dekarbonizasyon sürecine de büyük katkıda bulunacak.
DFC’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği bu yatırım, ABD ile Türkiye arasındaki stratejik ortaklığın derinleştiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Türkiye, DFC’nin yatırım portföyünde önemli bir yer tutarken, kurumun Türkiye’de enerji ve diğer kritik sektörlere bugüne kadar 1,6 milyar doların üzerinde yatırım yaptığı bildiriliyor.
Bu yatırım aynı zamanda, 2023 yılında deprem sonrası toparlanma sürecini desteklemek amacıyla Şekerbank’a verilen 100 milyon dolarlık krediyle de paralellik taşıyor ve ABD’nin Türkiye’ye yönelik geniş çaplı ekonomik desteğinin bir parçası olarak öne çıkıyor.