Son yıllarda otomobil endüstrisinde çığır açan teknolojilerin Çin ve ABD’den gelmesi Avrupa kamuoyunda tartışma konusu olurken, kıtanın otomotiv sektörü Çinli üreticilerin gittikçe artan rekabeti ve elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyetleri ile beklenenden yavaş olmasıyla mücadele ediyor.
Avrupa’nın otomotiv endüstrisindeki kriz, gözden kaçan trendlerin, yapısal sorunların ve jeopolitik risklerin karmaşık bir etkileşimiyle ortaya çıkarken, kıtada birçok otomotiv ve yedek parça üreticisinin son dönemde fabrika kapatma ve büyük çaplı işten çıkarmalar açıklaması dikkati çekiyor.
Avrupa’da otomotiv üreticilerinin içinde bulunduğu derin kriz, başta yedek parça olmak üzere tedarikçileri de olumsuz etkiliyor.
Tedarikçiler düşen siparişler ve artan maliyetlerle karşı karşıya kalırken, birçoğu elektrikli araç gereksinimlerini karşılamak için işten çıkarmalar veya yeniden yapılanma planlıyor.
Kıtanın otomotiv sektöründe işten çıkarmalara son olarak, sektörün önemli tedarikçilerinden Bosch katıldı. Şirket, otomotiv biriminde dünya genelinde 5 bin 500 kişiyi işten çıkarma kararı aldı. Bosch, ilave olarak üretim tesislerinde kısa mesaiye gidileceğini açıkladı.
Alman otomotiv ve sanayi tedarikçisi Schaeffler, 5 Kasım’da otomobil üreticilerinden zayıf talep nedeniyle yeniden yapılanmaya giderek, 2 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere Avrupa’da toplam 4 bin 700 kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu. Schaeffler, Avusturya ve İngiltere’deki fabrikaların kapatılmasını da planlıyor.
Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen de 28 Ekim’de Almanya’da en az üç fabrikayı kapatma ve büyük çaplı işten çıkarma planladığını bildirmişti.
Şirket tarihindeki en büyük maliyet ve yapısal krizle mücadele eden Volkswagen, pazar payını korumak, maliyetleri düşürmek için işçilerin maaşlarında yüzde 10 kesinti talep ediyor.