Gökce’nin verdiği bilgilere göre, 2023 yılında 15-29 yaş arasındaki 4,7 milyon genç, ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Bu rakam, neredeyse Türkiye’deki 79 ilin nüfusundan daha büyük. Özellikle kadınların iş gücüne ve eğitime katılımındaki düşük oranlar dikkat çekiyor. Verilere göre bu yaş grubundaki erkeklerin yüzde 15,5’i, kadınların ise yüzde 36,4’ü ne eğitimde ne de bir işte çalışıyor.
“Avrupa’da bu cinsiyet farkının en büyük olduğu ülke Türkiye” diyen Gökce, gençlerin bu alanda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin gerisinde kaldığını vurguladı. Türkiye’de ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 25,8 iken, bu oran AB ortalamasında sadece yüzde 11,2. Almanya’da bu oran yüzde 8,8 iken Fransa ve İspanya’da yüzde 12,3, İtalya’da ise yüzde 16,1 olarak kaydedildi.
Buğra Gökce, Türkiye’de gençlerin karşılaştığı bu tablonun temelinde, değişken ve niteliksiz eğitim politikaları ile ekonomik belirsizliklerin olduğunu söyledi. “Uygulanan eğitim politikaları sürekli değişiyor ve eğitimin kalitesinde yaşanan düşüş, gençlerimizi dezavantajlı bir başlangıca itiyor. Ekonomi politikalarındaki hatalar da gençlerin nitelikli ve güvenceli işler bulmasının önünde büyük bir engel,” dedi.
Gençlerin geleceğe dair umutlarının her geçen gün azaldığına dikkat çeken Gökce, yapılan araştırmalara göre eğitime devam eden gençlerin en az yüzde 53’ünün yurt dışında yaşamak istediğini belirtti. “Bu, uygulanan politikaların gençlerimizi kendi vatanlarında hayal ettikleri yaşama kavuşturamadığını açıkça gösteriyor. Beyin göçü nedeniyle gençlerimizi kaybediyoruz. Yetişmiş insan kaynağımızın ülkeden ayrılma hayali kurması, ülkemizin geleceği açısından büyük bir kayıp” ifadelerini kullandı.
Gökce gençleri yeniden kazanmanın ve onların hayallerine uygun bir Türkiye inşa etmenin şart olduğunu vurguladı. “Gençlerimiz hak ettikleri fırsatları kendi ülkelerinde bulmalı. Eğitim sistemini güçlendirerek, ekonomik reformlarla gençlerin iş gücüne katılımını artıracak adımlar atmalıyız. Ancak bu şekilde geleceğimizi kurtarabiliriz” dedi.