TCMB Başkanı Karahan’ın, “Aylık enflasyonda kalıcı düşüş için bir miktar daha mesafe alınması gerekiyor” sözleri, piyasalardaki faiz indirimi beklentilerini önemli ölçüde değiştirdi. Enflasyonist baskılar nedeniyle Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını sürdürmesi, faiz indirimlerinin ancak 2025 yılına sarkacağı beklentisini doğurdu.
Bu gelişmelerin ardından, bankalar mevcut para politikalarına uyum sağlamak için mevduat faiz oranlarını yeniden düzenledi. Bankacılık sektörü kaynakları, özellikle eylül ayında enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleşmesinin piyasada hareketlilik yarattığını belirtiyor.
Bankalar yeni müşteri kazanmak amacıyla faiz oranlarında agresif kampanyalar başlattı. Mevcut müşterilere sunulan kısa vadeli mevduat faizleri yüzde 44-49 bandında kalırken, yeni müşteri kampanyalarında oranlar yüzde 54’e kadar yükseldi. Bankalar, TL likidite fazlası nedeniyle cazip oranlar sunarken, yatırımcılar da bu kampanyaları fırsata çevirerek mevduatlarını farklı bankalara taşımaya başladı.
Bankacılık kaynakları, bankalar arası rekabetin arttığını ve yeni müşteri hesap açılışlarının hızlandığını aktarıyor. Vatandaşlar, mevcut mevduatlarını yüksek faiz sunan bankalarda değerlendirerek getiri avantajı elde etmeyi amaçlıyor.
Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikasının yansımaları piyasada yakından takip ediliyor. Ancak son haftalarda gecelik faiz oranlarının politika faizinin altına düşerek yüzde 48,9’a gerilemesi, mevduat faizlerinde aşağı yönlü baskıya neden oldu. Piyasadaki likidite fazlasının 300 milyar TL civarında olduğu hesaplanırken, bu durum faiz oranlarında istikrar sağlanmasını zorlaştırıyor.
TCMB’nin 27 Eylül itibarıyla açıkladığı ağırlıklı ortalama faiz oranları, vadeye göre şu şekilde belirlendi: