Kredi borcu olan emekli vatandaşlar maaşlarına bloke konulduğu takdirde ciddi geçim sıkıntılarıyla karşı karşıya kalıyor. Halihazırda yeteri miktarda olmayan maaşları üstüne bir de kesintiyle ellerine geçince adeta bir çıkmazın içine giriyorlar. Bu kapsamda mahkemeye taşınan bir olay emeklilerin önünü açacak gibi duruyor.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği karar, emeklilerin maaşlarından yapılan kredi taksit kesintilerine yönelik büyük bir öneme sahip. Karar, bir emeklinin maaş hesabına konulan bloke nedeniyle geçim sıkıntısı çektiği ve hak kayıpları yaşadığı iddiasıyla açtığı davada geldi. Emekli maaşından otomatik olarak kredi taksiti kesintisi yapılmasına başta onay vermiş olan davacının, sonradan bu kesintilere itiraz etmesi ve kesintilerin iadesini talep etmesi üzerine başlayan hukuki süreç, Yargıtay’ın dikkatle incelediği bir konu oldu.
İlk derece mahkemesi, davacının kullandığı kredinin teminatı olarak emekli maaşından kesinti yapılmasına onay verdiğini ve bu yönde talimat verdiğini belirterek, davayı reddetti. Davacı, bu karara itiraz ederek istinaf başvurusunda bulundu ve Bölge Adliye Mahkemesi, davacının lehine karar vererek, maaş hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasına hükmetti. Ancak Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını bozdu.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, davalı bankanın lehine son kararı verdi. Kurul, emeklinin maaşından yapılan kesintilere başlangıçta rıza göstermiş olmasını ve bu durumun banka nezdinde kredi ödeme güvenilirliğini artırdığını vurguladı. Yargıtay, davacının sonradan itiraz etmesini ve önceki dönemlere ait kesintilerin iadesini talep etmesini, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirerek, bu talebin Türk Medeni Kanunu’nun iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığına ve hukuki koruma sağlanamayacağına hükmetti.
Bu karar, Türkiye’deki yaklaşık 16 milyon emekliyi ve benzer durumda olan kredi borçlularını yakından ilgilendiriyor. Karar, kredi ödemelerinde maaş kesintisi yöntemini tercih eden emekliler için önemli bir hukuki referans noktası oluşturuyor. Yargıtay’ın bu kararı, benzer davalarda mahkemelerin nasıl bir yol izleyeceğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.